KIŞIN DİLİ
Kıvılcım rengi yapraklar güneşin ilk ışıkları ile saklambaç oynuyorlardı. Hafif esen rüzgar mevsimine göre fazlasıyla narin ve hafifti. Kara ceviz çoktan yapraklarını dökmüş bu senenin de kurak geçeceğinin habercisi bir yetişkin edası ile onların oyununa çocukça şeyler bunlar gibi boş dallar ile bakıyordu.
Sokakta güneşin son demlerinden dem almaya çalışan birkaç insan vardı. Diğerleri canhıraş her sabah aynı olan hikayeyi yeniden yazmak üzere iş yerlerinin yolunu tutmuştu. Kediler her zamanki miskinlikleri ile yakın arkadaşlıklarını sürdürmekte kimisi diğerini buna ortak etmekteydi. Ama gece ayazında nasıl üşüdüklerini ve birbirlerine ne kadar sarılmak istediklerini itiraf etmeden güneşi görmenin doyumsuz zevkini çıkarıyorlardı. Kedi deyip geçme sakın….Hayatın anlamını doyasıya yaşayan bu hayvanlar ile temasın yakınsa ancak dinlenmenin ne kadar yorucu bir şey olduğunu anlayabilirsin.
Biz kalkmadan işe başlayan temizlik görevlileri son rütuşları yapmakta, kuru yapraklardan sanırım nefret etmektedirler. En azından bir kaçı diyelim.
Ama çınarların acelesi yok. Hiç ama hiç acelesi yok. O yüzden yedi yüzyıl dimdik ayakta durarak tanık olmayı biliyorlar. Tanık olmakla kalmıyorlar bir de yakılmak ve kesilmek tehditlerine karşı direniyorlar.
Günaydın dediğim bankta oturan yaşlı adam, sırf günaydın demek için ağzını oynatıyor. Gerçekte sadece nefes aldığını, bunca yıl gördükleri ve katlandıklarının onu yorduğunu, umut kelimesinin onun için anlamını yitirdiğini anlamak için on saniye yeterliydi.
Bu kısacık anda hissettiğim çaresizlik midemi bulandırdı. Yaşlanmak kelimesi, sigorta reklamlarındaki gibi değil miydi? Dans eden çiftler, o buruşuk dudaklarla birbirlerini sevgiyle öpen, etraflarında torunları koşan cıvıl cıvıl, her kafaları estiğinde istedikleri yere özgürce gidebilen…..bla bla bla….
Kış bize soğuğu getiremedi daha ne yağmur ne de kar var buralarda. Unutulmuş bir coğrafyada olduğumuzu hisseden sadece ben değilim.
Felaketler olmadan hayatımızın değerini bilebileceğimiz yüce bir akılda istemiyorum. Sadece ortak bilinç, bu çok zor olmasa gerek. Hepimizin hava ve suya ihtiyacı var eninde sonunda.