Ana Sayfa Köşe Yazarları 18.08.2015 2550 Görüntüleme

Kentsel Dönüşüm Aynı Zamanda Siyasal Dönüşüm

Önceki yıllarda yaşanan göçler ülkemizin diğer illerinden geçim derdi ağırlıklı olduğundan yapılaşma da çarpık olmuştu. Çarpık yapılaşmayı düzelteceğiz derken bir kentsel dönüşüm yasası çıkarıldı ki yapılan bölgelerdeki hem seçmen sayısını arttırmakta, hem de profilini değiştirmekte olduğu açıkça görülüyor. Bugünlerde göçler rantiye ağırlıklı İstanbul’un diğer ilçelerinden ve ülkemizin dışından yaşanmaktadır. Çünkü hem yeni yaşam alanlarındaki süper lüx yapılaşma, hem de kentsel dönüşüm adı altındaki süper lüx yapılaşma geçim derdi ile göçen vatandaşımızın yanından bile geçirmemektedir. Onlar daha çok halk tipi dediğimiz toplu konut bölgelerine doğru göç etmektedirler. Hatta yıllar önce İstanbul’a göç ettikleri köylerine dönüş yapmaktadırlar. Özellikle emekli olanların aldıkları maaş ile büyük şehir şartlarında yaşamanın imkânsızlığı baskı unsurudur.
 
Seçmen Profili
 
Ülkemizdeki son 50 yılda yaşanan göçler seçmen profilinde de etkili olmuştur. Özellikle büyükşehirlere olan göç yerel bazda siyasette etkin olduğu görülmektedir. Yaşadığım kent İstanbul’a baktığımızda değişim baş döndürücüdür. 1970 ve 1980 li yıllarda 1. köprü yapıldıktan sonra Beylerbeyi ve  Altunizade, 1990 ve 2000 li yıllarda 2. köprü yapıldıktan sonra Kavacık ve Beykoz. Şimdilerde 3.köprü yapılmakta ve sadece bağlantı yolları yapılırken uydu haritasından bile görünür şekilde kuzey ormanlarımız mahvoldu. Önümüzdeki yıllarda 3.köğrü bağlantı yollarındaki özellikle çıkış kavşaklarının etrafındaki yapılaşma önlemez bir durumdur. Yapılaşma mümkün değil dense de, yasalarımız katiyetle izin vermiyor dense de Allah izin verir yaşar isek hep beraber göreceğiz. 5 ila 10 yıl içinde nasıl bir değişim olacağını bugünden tahmin etmek zor değil. Tabi bu alanlarda yaşam başladığında aynı zamanda seçmen de olacaklarından bölgenin siyasetinde de etkili olacaklardır.
 
Kentsel dönüşümün aynı zamanda siyasi dönüşüm olduğunu, yapılan devasa inşaatlardan elde edilen kazançlar, kazancı elde edenlerin siyasi konumlarını tehdit etmesine rağmen yiyemeyeceğinden çok para kazanma hırsı galip gelmektedir. Bu arada da hızla yaşanamaz bir dünyaya doğru ilerlemekteyiz. Kızılderililerin bir atasözü ile bitireyim yazımı. son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak Bu gidişle kendileri olmasa bile çocukları veya torunları mutlaka anlayacaktır.
 
18 Ağustos 2015
Gökhan Taneri VURAL
info@gokhanvural.com
www.gokhanvural.com

İlginizi çekebilir

2B Sorunları devam ediyor.

2B Sorunları devam ediyor.

Kavacık Mah. Fatih Sultan Mehmet Cad. Tonoğlu Plaza No: 3/4 - +90 532 387 73 79 - BEYKOZ - İSTANBUL

Tema Tasarım | AnatoliaWeb