Cumhuriyet Halk Partisi Beykoz Belediye Başkan Adayı Coşkun Tosun, kendisinin de mensubu olduğu Beykoz Rizeliler Derneği’nin konuğu oldu.
Dernek Lokalindeki buluşmada, dernek yönetiminin yanı sıra CHP Meclis Üyesi Adayları ile çok sayıda dernek üyesi de hazır bulundular.
“BEN BURADA MİSAFİR DEĞİL, EV SAHİBİYİM”
Sözlerine kendilerini burada ağırlayan Beykoz Rizeliler Derneği Başkanı, Yönetimi ve Üyelerine şükranlarını ileterek başlayan Coşkun Tosun, ”Değerli hemşehrilerim, takdir edersiniz ki, bugün burada sözlerime sizlere kendimi tanıtarak başlamayacağım. Biliyorum ki tamamına yakınınız beni tanımaktasınız. Biliyorum ki, benim diğer adaylardan çok bariz bir farkım var. Çünkü ben buranın bir üyesiyim. Çünkü ben sizin pek çoğunuzun arkadaşı, abisi, kardeşi hatta akrabasıyım. Ben sizden biriyim, siz de benden. Yani ben bugün burada misafir değil, ev sahibiyim.” dedi.
Tosun sözlerine şöyle devam etti: “Arkadaşlar, bildiğiniz gibi tam 35 yıldır Beykoz’da kamu yöneticiliği yaptım. Bunun son 25 yılı ise sadece Beykoz Belediyesi’nde geçti. Yapmadığım müdürlük, başkan danışmanlığı kalmadı dersem yeri var. Dolayısıyla Beykoz’un tüm sorunlarını bilen ve bu sorunların nasıl çözüleceğine dair çözüm planları olan birisiyim. Yıllardır hantallaşan Beykoz Belediyesi’nin bu kafa yapısıyla hiçbir soruna çare olamayacağını biliyorum. Sizler de biliyorsunuz 16 yıldır her şey onların elinde. Büyükşehir de, küçükşehir de, hükümet de, cumhurbaşkanlığı da onların elinde. Ama Beykozluların sorunlarında en küçük bir adım atmak istemediler. Geldikleri günden daha da kötü bir Beykoz yarattılar, Mutsuz Beykozlular yarattılar. İlçemize dışarıdan gelenler bizlere “30 sene önceki Beykoz şimdikinden daha güzeldi” diyorlar. Haksız da değiller. Gidin geceleri Beykoz’a bir bakın. Terk edilmiş bir Suriye kasabası gibi karanlığa bürünmüş durumda. Ne bir ticaret var, ne de heyecan.”
“BEYTAŞ’I 24 MİLYON LİRA BORÇLA BATIRDILAR”
“Eskiden bir Beytaş’ımız vardı gidip sahilde bir balık yediğimiz. Sonra duyduk ki kapanmış. Neden diye araştırdık, içimiz acıdı. Sıradan bir balık lokantasını bile yönetemeyen bir Beykoz Belediyesi, tam 24 milyon lira borçla batırmış orayı. Şu fakir fukara halkın parasıyla yiyip içip batırmışlar nasıl becermişlerse? Dünyanın en güzel noktasında cazibe merkezi olacak bir sahili bir türlü yapamadılar. Tel tel dökülüyor Beykoz sahili. Bakın hemen karşımız Sarıyer. Gidin görün belediyecilik nasıl yapılıyor. Hani bize sürekli yok, olmaz, yasalar var, buralara büyükşehir karışır deyip duruyorlar ya. Bıraksınlar bu masalları okumayı. İşte Sarıyer Belediyesi. Sarıyer’in coğrafi olarak da, imar olarak da, insan yapısı olarak da her şeyi bizimle aynıyken orası nasıl oluyor da beş senede sorunlarının yüzde 80’ini çözebiliyor da biz burada neden bir taşı bile kıpırdatamıyoruz? Söyleyeyim değerli hemşehrilerim. Çünkü istemiyorlar. Niyetleri yok. Onlar bizim buralara küsüp darılmamızı, buralardan vazgeçmemizi, evimizi barkımızı 3 kuruşa satıp başka yerlere gitmemizi istiyorlar. Ama yağmak yok. Sözümüz var. Buraları rant alanı görüp halkı mağdur edenlere 31 Mart günü cevabımızı en sert biçimde sandıkta söyleyeceğiz.”
“GARİBANA YOK AMA NUN OKULLARINA, MEDİPOL’E, OKÇULAR VAKFI’NA VAR”
“Bu güne dek kimseyi siyaseti, fikri ya da düşünceleri için asla yargılamadım. Çünkü ben siyaset üstü bir kimliğe sahibim. O yüzdendir ki, bana her partiden destek yağıyor şu an. Sizlerden de desteğinizi esirgememenizi rica ediyorum. Klasik anlamda siyaset yapan birisi hiç olmadım. Yapmayacağım da. Benim tek derdim Beykoz ve Beykozlular. Biz fakir bir toplumuz Beykozlular olarak. Hepimiz işçi, emekçi, memur çocuğu olarak doğduk, büyüdük. Babalarımızın bin bir güçlükle başımızı sokacak bir yer yapmasının ardından şimdi bizim gibiler bir çivi bile çakamazken gecekondularına yasak olmasına rağmen birilerine NUN Okulları için, birilerine Medipol için, birilerine Okçular Vakfı için, birilerine 553 lüks villa için her şey serbest oluveriyor. Reva mı bu şimdi dostlar? Ama bunların hiç biri tesadüf değil. Amaçları bizleri usandırıp, bıktırıp, bezdirip buralardan gitmeye zorluyorlar. Bizlerin terk ettiği yerleri de rant çevreleriyle paylaşacaklar. Ama yağma yok. 31 Mart akşamı, bu rantiye düzenine son vereceğiz. Biz Beykoz’u seviyoruz. Bizler Beykoz’u terk etmeyeceğiz. Bizim buralara dair anılarımız var, umutlarımız var, hayallerimiz var, akrabalarımız, dostlarımız var. Mezarlarımız bile burada. O yüzden kentsel dönüşümü yerinde dönüşüm olarak gerçekleştireceğiz ve Beykozluların Beykoz’dan ayrılmamasına engel olacağız.
“KRAL DEĞİL BELEDİYE BAŞKANI SEÇECEKSİNİZ”
Arkadaşlar, sizlerden tekrar rica ediyorum. Ben sizim, siz de bensiniz. Eğer bu kardeşinizi seçerseniz evlatlarınızın Beykoz’daki geleceğine de sahip çıkmış olursunuz. Eğer sizlere yalan söylediğime inanırsanız o koltuğu benden alırsınız zaten. Ben onlar gibi o koltuğa yapışacak karakterde bir insan değilim. O koltuk benim değil sizin. Siz kral değil, kendinize hizmet edecek belediye başkanı seçeceksiniz. Vereceğiniz destek için şimdiden çok teşekkür ediyorum sizlere.” dedi.
Konuşmanın sonunda dernek yönetimi, Coşkun Tosun’a bir plaket vererek kendisine bu yolda başarılar temenni etti.
Kaynak: Erkut Tekin