“Hayat bazen en ağır görevleri en zayıf omuzlara yükler” sözü bir kez daha doğrulandı. Televizyonların yürüttüğü psikolojik savaşa ve kara propagandaya karşı, kent merkezinden kent kırsalına medya okur yazarlığıyla temel okur yazarlık becerileri eğitimi ve okuma aşısı, Okuyan Toplum Projesi’yle Riva Köyü’ne de ulaştı.
Başbakanlık Basın Yayın Genel Müdürlüğü, RTÜK, Çocuk Vakfı işbirliğiyle gerçekleştirilen 1. Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi sonrası Çocuk ve Medya Hareketi, Okuyan Toplum Projesi ve BEDES İşbirliği ilk ürününü verdi. Bu işbirliğinden dolayı BEDES’e ve ÇOCUK VAKFI’na teşekkür eden Ferhat Özen, şu açıklamayı yaptı.
“1. Çocuk Ve Medya Kongresi’nin, Türkiye için ziyan edilemeyecek kadar büyük bir şans olduğunu daha öce yazmıştım. Okuyan Toplum Projesi’nin on yıllık birikimiyle, kongre kararlarının 1. maddesinde yazılı ‘öncelikle temel okur yazarlık eğitimi süreçlerinin başlatılması’nda görev almaya hazır olduğunu da…
Çünkü bir çağ hastalığı olan ekran bağımlılığıyla baş etmede tek başına medya okur yazarlığı etkili olamazdı” Elektronik medyaların temel okur yazarlık eğitimi süreçlerine alan açması, bu tür okumaya toplumu güdülemeyi gerektiriyordu. Modern zamanlardaki gibi kitap okuma açlığı yaratmak için öncelikle ‘okuma iştahsızlığını’ yenmek gerekiyordu. Bu da okuma aşısı dediğimiz, bir kültür şokuna dayanan, okumaya güdüleme programıyla, kitle çalışması değil, atölye çalışmasını gerektiriyordu. Bunu yaparak başarıya ulaştık”
BEDES’in önderliğinde, 23 Ocak’ta Ferhat Özen Beykoz Riva’da velilere Medya Okur Yazarlığı ve Temel Okur Yazarlık Eğitiminin ilkini verdi.
“Türkiye’nin 2023 vizyonu ancak okuyan bir toplum olabilir.
‘Her yüz öğrenciden, on öğrencinin merakı uyanık kalsa, bu birkaç yılda yüz binlerce aydınlık genç adam eder.’ (Doğan Kuban)
Yüzde onu küçümsemeden daha çok öğrenciye ulaşmak zorundayız deyip, kent merkezinde bir özel okuldan, kent kırsalında bir köy okuluna gidip geliyoruz. Çünkü özellikle dijital çağda, televizyon, yarattığı muazzam bir gösteri sahnesiyle öğrencinin bile okuma hakkını elinden aldı. (N. Postman) Ekran bağımlısı mağduru, elektronik dadılar elinde yetişmiş, elektronik bir kuşağın, bu çağ hastalığıyla baş edebilmesi, kitapla barışmasına bağlıdır. “Televizyonlar okumanın anti (karşı) tezi. Çağdaş cahilin süt annesi, biberonu.” (Martin Eslin)
Bu nedenle, Milli Eğitim Bakanlığı’nın İlköğretim Okullarında seçmeli ders olarak kabul ettiği Medya Okur Yazarlığı dersi önemli olsa da tek başına hiçbir şeydir. Ardışık başka çalışmalarla beslenmesi, desteklenmesi gerekir. Bunun için daha çok işbirliğine gereksinme var. Bu nedenle BEDES, Okuyan Toplum Projesi, Çocuk Vakfı, Çocuk ve Medya Hareketi işbirliğini önemsiyoruz.
“….İnsanımıza bazı şeyleri çok yoğun anlatmalıyız. Çok öz ve hızlı anlatacaksın.. Bu, giden bir trenin ardından unutulan bir şeyi koşup verme gibi. Okur yazar oranımız belli, az okuyoruz. Öte yandan anlatılacak şeyler çok ve zaman geçiyor. ” (Bekir Yıldız)
Okuyan Toplum Projesi’nin okullar ayağında Ferhat Özen 14 Kasım’da
Cağaloğlu, Özel İELEV Ortaokulu’ndaydı. Televizyonların yürüttüğü psikolojik savaşa ve kara propagandaya karşı, kent merkezinden kent kırsalına medya okur yazarlığıyla temel okur yazarlık becerileri eğitimi ve okuma aşısı, Okuyan Toplum Projesi’yle…
Kaynak: BEDES Basın Bülteni