Flashaber Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve İstanbul Radyo-TV, Gazete ve İnternet Habercileri Derneği Başkanı Ali Rıza Yıldız ile; Beykoz, Beykoz siyaseti, yerel seçimler ve siyasetin üst düzey yöneticileriyle olan yakın ilişkileri ile ilgili çarpıcı bir röportaj gerçekleştirdik. Beykoz’un politik dengesinin fabrikaların kapanmasından dolayı değiştiğini söyleyen Yıldız, önümüzdeki yerel seçimlerde Beykoz’da hiçbir partiden kabul görecek bir aday isminin olmadığını belirterek başka arayışlara ihtiyaç olduğunu söyledi.Yerel basının duayenlerinden Flashaber Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve İstanbul Radyo-TV, Gazete ve İnternet Habercileri Derneği Başkanı Ali Rıza Yıldız ile Beykoz gündemini sarsacak çarpıcı bir röportaj gerçekleştirdik. 1961 yılından beri Beykozlu olan Yıldız’ın ilçedeki gündem ve siyaset üzerindeki etkisinin yanı sıra; fabrikaların kapanmaması ve ilçeye üniversite gibi önemli hizmetlerin gelmesi için gösterdiği çabayı hepimiz biliyoruz. Uzun yıllar Beykoz Vakfı Yönetim Kurulu Üyeliği de olan Yıldız’ın ilçede sevilmesi ve kabul görmesi azımsanmayacak bir başarı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gibi siyasetin üst düzey yöneticileriyle sürekli bir araya gelen ve İstanbul’u iyi bilmesinden dolayı fikir danışılan Ali Rıza Yıldız, önümüzdeki yerel seçimlerde yine etkili bir isim olarak dikkat çekmeye devam edecek. Yıldız, tüm bu konularla ilgili sorduğumuz sorulara samimi ve dobra cevaplar verdi…
1961 yılından beri Beykozlusunuz. Beykoz’u da Beykozluyu da iyi tanıyorsunuz. Beykoz’un geçmişten bugüne siyasi dengesini bir değerlendirir misiniz?
Beykoz, geçmişte Kundura Fabrikası’yla, Şişe Camı’yla, Tekel Fabrikası’yla işçi semtiydi. Fakat zaman içerisinde Beykoz’a sosyal göç nedeniyle gelmiş insanların bir kısmı fabrikalar kapanması nedeniyle Beykoz’dan ayrılmak zorunda kaldı. Kimileri de fabrikaların taşındığı yerlere gitti. Böyle olunca Beykoz’da siyaset dengeleri de değişti. O dönemde Özal rüzgarıyla ANAP, ilçe belediye başkanlığını aldı. Daha sonra SHP rüzgarı esti, beş yıl da SHP kaldı. SHP bir varlık gösteremediği için, daha sonra Refah Partisi aldı. O da bir varlık gösteremediği için bu defa DSP Belediye Başkanlığı’nı Ecevit rüzgârıyla aldı. DSP’li Başkan saydıklarımızın hepsinden daha kötü bir yönetim ve hizmet sergiledi. Haliyle seçimi bu defa AK Parti aldı. Muharrrem Ergül başkanlığındaki AK Partili Belediye de Beykoz’a hiçbir şey verememesine rağmen seçimi yine 2009’da AK Partili Başkan aldı.
Beykoz’da bir siyasi istikrarsızlık göze çarpıyor, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Beykoz’da ANAP’lı başkandan sonra isim sıkıntısı doğdu. Yani hiçbir Başkan, iki dönem üst üste başkanlık yapamadı. Bu da Beykoz siyasetinin ne kadar vasat olduğunu gösterir. Şu an Beykoz’da bana göre hiçbir partiden kabul görecek bir aday ismi yok. Bu isimsizlik önümüzdeki yerel seçimlerde partileri farklı adaylara yönlendirecektir. Bilinen isimler değil, daha farklı kişilerle ya da adaylarla yollarına devam edecek gibi görünüyor. Çünkü, ANAP’ın belediye başkanının hala yaptıkları konuşulur, onun dışında Beykoz’da diğer başkanların hiçbir şey vermediği konuşulur. Bu da, bu seçimde partileri farklı adaylara doğru kanalize edecektir.
Beykoz’un nabzını iyi tutan biri olarak 2014 yerel seçimlerinde CHP’nin şansını nasıl görüyorsunuz?
Beykoz’un politik dengesi fabrikaların kapanmasından dolayı değişmiştir. Beykoz hala köylü politikası ile yönetilmektedir. 2009 yerel seçimlerinde Beykoz, CHP’nin banko alacağı bir seçimken adayın liderlik vasfından yoksunluğundan ve ilçe örgütünün yetersizliğinden kaybetti. Meclis üye listesinin Beykoz kamuoyunda çok da bilinmeyen, tanınmayan, etliye-sütlüye karışmayan sadece olmak için olmuş olan kişilerden oluşması bu neticeyi doğurdu.
CHP’de aday noktasında yeni arayışlar olur mu ?
Bu seçimlerde, bütün bunlar bir yerlerde masaya yatırılıyor. Birilerinin bu konuda fikri alınıyor ve yakın bir zamanda Beykoz’da sanıyorum CHP, CHP’lilerce yeniden var olacaktır. Aday konusuna gelince, 52 yıllık bir Beykozlu olarak ilçede şahsi fikrim, aday gösterilecek birinin olmadığıdır. Mevcut bilinen isimler içerisinde başka arayışlar ortaya çıkacaktır diye düşünüyorum.
Siyasi parti genel başkan ve yönetimleriyle olan yakın ilişkileriniz biliniyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Ben otuz yıldır gazeteciyim. Dolayısıyla sizin üst düzey dediğiniz yöneticiler, milletvekilleri, genel başkan yardımcıları, MYK ve Parti Meclisi Üyeleri’nin birçoğu ile siyasi hayatları öncesi, bazılarının da daha parti üyesi iken ya da siyasete girmemiş zamanlarından bu yana tanışırız. Süreç içerisinde her birimiz kendi alanlarımızda bir yerlere geldik. Bu arada ilişkilerimiz ve dostluklarımız hep devam etti.
Sürekli Ankara’ya gidiyorsunuz. CHP’nin 2. ismi Adnan Keskin’le de dostluğunuz biliniyor. Adnan Bey sizden fikir alıyor mu?
Ankara’ya hem kendi işlerim için gidiyorum, hem de CHP Genel Merkezi’ne uğruyorum. Daha önce tanıyıp dost olduğumuz kişilere uğrayıp, gündüz bir arada oluyoruz. Türkiye ve genel politika konularında sohbet edip, bilgi alışverişinde bulunuyoruz. İki numaralı adam dediğiniz Adnan Keskin benim dosttan çok, ağabeyimdir. Kendisini yıllardır tanırım. Bir arada bulunuruz. Bir parti büyüğü olarak kendisine ve duruşuna saygı duyduğum, çok sevdiğim, onun da beni çok sevdiği abi- kardeş gibiyiz.
Son zamanlarda ismi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için geçen Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ile de çok yakınsınız. Geçtiğimiz günlerde medyaya yansıyan özel bir görüşmeniz oldu. Ne görüştünüz? Bir nevi arabuluculuk diyebilir miyiz?
p Mustafa Sarıgül’ü ben 27 yıldır tanırım ve iyi dostuz. Kastettiğiniz medyada yer alan görüşme bizim ilk görüşmemiz değil. Özel olmasına özeldi. Ama, bir arabuluculuk değildi. Fakat, fikir ve bilgi alışverişinde de bulunmuyor değiliz. Biz iki iyi dostuz.
Ankara’ya bu kadar yakın biri olarak önümüzdeki yerel seçimlerle ilgili, fikriniz soruluyor mu?
Ben partide görevli biri değilim. Ancak İstanbul’u çok iyi bilen ve tanıyan biri olarak zaman zaman beyin jimnastiği yaptığımız birileri oluyor. Bazıları zaman zaman bir şeyler soruyor. Fikir anlamında yani… Ben de bildiğim tanıdığım kadarıyla kendi fikrimi söylüyorum.