AK Parti Beykoz Belediye Başkan Aday Adayı Adem Sefer, yerel basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya geldi.
Beytaş Teras Kafe’de düzenlenen kahvaltıda basın mensuplarına açıklamalarda bulundu, sorulara cevap verdi.Adem Sefer’e Belediye Meclis Üyesi Tuncer Dede eşlik etti.
AK Parti Beykoz Belediye Başkan Aday Adayı Adem Sefer’in konuşmalarından satırbaşları şöyle;
“Beykoz’un özellikle en büyük problemi mülkiyet problemiydi. %86’ya yakın Beykoz bölgesi tapusuzdu. Beykoz’u hepimiz biliyoruz ki. Organik Beykoz’du. Sonuçta doğma büyüme Beykoz’un insanıyız. Bu bölge hepimizin bildiği gibi üç tane büyük fabrikanın da çalışanların oluşturduğu bir yapı olarak bir araya geldi. Beykoz İstanbul’un bir ilçesi ama sanki Anadolu’nun bir kasabası gibidir. Burada her ne kadar son dönemde bu siteleşmeye geçilse de genel tabanı insanlar birbirlerini tanırlar mutlaka. Eskilerden birilerinin etkileşimi vardı.
Beykoz’da fabrikaların kapatılması ile birlikte ki fabrikalar kapatılmadan önce belki İstanbul’un en ender ilçelerinden birisiydi. Kendi iş anlamında en yeterli ilçelerinden birisiydi. İş göçünün en az görünen ilçelerden birisiydi ama ne yazık ki şu an ki görünen tabloda bölgemiz bu anlamda gerçekten iş anlamında çok yetersiz.
Bu bölgeye bu saatten sonra sanayinin gelmesi mümkün değil. Burada Beykoz’la ilgili yapılabilecek değişik bir vizyon, perspektif çizmek gerekiyor. Bölgenin imar planları yapıldıktan sonra ki bu anlamda önemlidir. Bölgenin kalkınması adına gerçekten planların çıkması ve uygulanması çok önemlidir. Bu kadar uzun sürmesinin en büyük nedenlerinden birisi bölgenin site alanı olması, bölgenin 13 ayrı kurul tarafından yönetilmesi ki bunun neticesinde de bizim planlar aslında attığımız her adımın 2 ileri bir geri gitmesi faul işlemesinin en büyük sebeplerinden birisi. Başta sit alanın olmasıydı.
Bölgenin turizm ağırlıklı, eğitim ağırlıklı bunun altını çizerek söylüyorum ben 2007’de buraya geldiğimde ilçe başkanlığı sürecine geldiğimde Beykoz’da Marmara Üniversitesi Spor Akademisi ve Lojistik Meslek Yüksekokulu vardı. Allah’a şükürler olsun bir Beykoz Üniversitesi var. Medipol Üniversitemiz var. Türk Alman Üniversitemiz var.
Beykoz’un değişmesi ve dönüşmesi gerekiyor. Bu değişim sürecinde başta Eğitim alanlarında özellikle yurtlar ve bu bölgenin kalkınmasında çok önemli. Devamında Turizm ile ilgili bizim bölgemiz gerçekten İstanbul’un en güzel yerlerinden birisi. Biz yeterli turizm alt yapısını oluşturamadığımız için bu anlamda değişik projeleri sahaya yansıtamadığımız için turizmde yeterli katkıyı sağlayamıyoruz. Bunu sağlayacağız.
Mülkiyetler ilgili problemlerde halkımızın en büyük beklentisi ve en büyük sloganı Beykozlu Beykoz’da kalacak sloganıydı. Biz de bu sloganı tutmuştuk. Mülkiyetle beraber biz bu sorunu çözdük. Bundan sonrası artık planlar ile birlikte tamamen bu bölge halkının kendi yerleşimini sağlayabileceği refah düzenini daha yukarı çıkarabilecek bir yapıya kazandırmak. İnşallah Beykoz halkı bizi bu anlamda gösterirse bunları yapacağız”.