“Doğa Konseptli Eğitim Modeli”nin ilham kaynağı olan Beykoz Doğa Koleji’nde öğrenciler doğal hayatla iç içe yeteneklerini keşfediyor. Müfredat dahilinde olan “ekoloji” derslerinde minikler doğanın sunduğu saf cömertliği kendi elleriyle işliyor. Her gün kazandıkları farklı becerileri gözler önüne sunan Doğa Koleji öğrencileri geçtiğimiz günlerde, kışlık turşularını hazırlamak için kolları sıvadı.
Doğa Koleji’nde çocuklar her şeyi dünyanın en iyi öğretmeninden, doğanın kendisinden öğreniyorlar. Milli eğitim müfredatına bağlı kalarak, konsept okullarda ders içerikleri ile çapraz müfredat oluşturup, ekstra ders saati uygulayan Doğa Koleji, konsept kampüslerin ilham kaynağı olan Beykoz’daki yerleşkesinde eğitim ve öğretimin çok daha ötesinde düşlenen doğa hayatının kapılarını çocuklar için açıyor. Binicilik tesislerinden hayvanat bahçesine, trekking parkurlarından kamp alanlarına kadar tamamen doğayla iç içe olan Beykoz Doğa Koleji, Doğa Koleji’nin içinde yaşayarak öğrenme modelini miniklere sunuyor.
Doğa Koleji Beykoz kampüsünde alınan dersler ile çocuklar, doğayı seven, ekoloji bilincinde bireyler olarak geleceğe ulaşıyorlar. Turşu yapımı etkinliğinde kampüste uygulanan eğitimin modelinin detayını anlatan Doğa Koleji Genel Müdür Yardımcısı Ayfer ERDEM BATI çocukların doğayı koruma bilincini evde ailesine ve çevresinde ki insanlara da aşıladığının altını çizdi. At biniciliği dersinin hayvanlarla aralarında özel bir bağ kurmaları için etkin olduğunu belirten Batı; turşu, reçel yapımı gibi pratiğe dönüşen etkinliklerinde çocukların özgüvenine katkı sağladığını söyledi.
Doğa Koleji Beykoz öğrencilerinin okul sonrasında çevresiyle paylaştığı bilgilerin çoğu kez keyifli diyaloglara dönüştüğünü de dile getiren Batı, velilerden alınan olumlu tepkileri şöyle anlattı: ” Doğa Koleji öğrencileri öğrendikleri çoğu şeyi uygulamalar ile pekiştiriyorlar. Bugün burada gerçekleştirilen turşu kurma etkinliği de bunun bir örneğidir. Çocuklar turşu yaparken kullanılan tüm malzemelerin yararlarını öğreniyor. Öncesinde bu malzemeleri kendileri oluşturmuş olduğumuz ekim alanlarından topluyorlar. Hatta çoğu öğrencimiz eve gidip anne ve babalarına turşu yapmayı öğretiyorlar. Velilerimiz çocuklarıyla aralarında geçen diyalogları keyifle bize anlatıyorlar. Mesela bizim öğrencilerimizin çoğu babaları tıraş olurken, anneleri dişlerini fırçalarken başlarına bekliyor. Onları fazla su kullanmama konusunda uyarıyorlar. Bizim eğitim anlayışımız sadece kitaplarla sınırlı kalmıyor.”
