Beykoz’da düzenlenen, Amerika ve Avrupa’da son yıllarda toplumsal yaşamı ve siyaseti yakından ilgilendiren ve tüm dünyadaki Müslümanları olumsuz etkileyen İslamofobi’nin  15 ülkeden 75 akademisyenin katılımıyla ele alındığı 2. Uluslararası İmgebilim Çalıştayı sona erdi.

ABD ve Avrupa’daki İslam algısının, tarihsel,  sosyolojik ve siyasi temellerinin bilimsel bir perspektifle ele alındığı çalıştayın “Siyaset Bilimi ve Sosyoloji” başlıklı oturumlarında, Avrupa Siyaseti ve İslam, Kamusal Alanda İslamaofobia, 11 Eylül ve İslam Algısı,  Entegrasyon, Asimilasyon ve Siyaset, Milliyetçilik, Avro Milliyetçilik ve İslamafobia ile Avrupa Siyaseti konuları tüm yönleriyle masaya yatırıldı.

Prof. Dr. Tahsin Görgün: “11 Eylül Medya Aracılığıyla Hergün  Yaşanıyor”

Sunumunda İslamofobi’nin medya organlarında sistematik şekilde işlendiğine dikkat çeken İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tahsin Görgün; “Hür dünya- demir perde” karşılaştırmasına baktığımızda, demir perde çöktüğü zaman yerine bir şey koymak gerekti. 11 Eylül’ün demir perdenin yerini aldığını görüyoruz. Batılı resmi devlet televizyonlarının ana haber bültenlerine bakarsanız genelde 5–6 önemli haber yer alır. Bu haberlerin biri Müslümanlarla ilgilidir ve Müslümanlar kötü bir şey yapmışlardır. Diğer haber ise Hıristiyanlarla ilgilidir ve onlar da iyi bir şey yapmışlardır.  Diğer 3–4 haber ise günlük olaylardır. Özellikle 11 Eylül’den sonra radikal kötü kavramını Müslümanlarla özdeşleştirip, batının kendini inşa etmesi olarak görürüz. Fakat kimlik inşasını ötekinin üzerinden yapma kavramını yeniden ele almalıyız” dedi.

Doç. Dr. Muhammed Nimer: “İslamafobi insanlık onuruna zarar veriyor” 

İslamofobi’nin insanlığa verdiği zarara dikkat çeken Amerika Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammed Nimer ise konuşmasında İslamafobi karşısında Müslümanların tavrı ile ilgili tespitelerini aktardı: “İslamafobi önemli derecede insanları incitiyor ve Dünya’daki her bir insan İslamofobi’den olumsuz etkileniyor. İslamofobi 11 Eylül’den sonra daha da yaygınlaştı siyasi olarak kuvvetlendi.  Buna karşın Müslümanlar da siyasi iradeyi şekillendirebilirler, kucaklayıcı bir tavır içine girebilirler. Bunu da zerafet içinde yapmalılar, her şeyden önce iyi bir vatandaş olmalıdırlar ve yaşadıkları ülkelerde vatandaşlık kurallarına uymalıdırlar.” diye konuştu.

Doç. Dr. Cengiz Çağla: “İslamofobi zaman ve mekân ekseninde ele alınmalı”

Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Doç. Dr. Cengiz Çağla ise İslamiyet’in Avrupa’da sokaktaki vatandaş tarafından gündelik yaşama dair bir tehdit olarak görüldüğünü belirterek şöyle dedi:  “Avrupa’nın büyük çoğunluğunda dine yöneliş gözlemlenmekte. Peki niçin İslam düşmanlığı gündeme getirilmektedir? Siyasetbilimi açısından bilimsel tespitlerin doğru yapılabilmesi için İslamofobinin ve din düşmanlığının zaman ve mekân ekseninde ele alınması gerekir.”

AB Bakanlığı, Beykoz Belediyesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Üsküdar Üniversitesi, İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi ve Kavram Meslek Yüksekokulu işbirliği ile düzenlenen “Kültürel Kimlikler, İdeolojiler ve Örtük İmgeler” başlıklı ‘2.Uluslararası İmgebilim Çalıştayı’na katkı sunan tüm katılımcılara çalıştay sonunda düzenleme kurulu tarafından sertifikaları verildi.