Aslında bakarsanız bu seferki yazımı hayvanlara ayıracakken dedim ki bunlar da hayvan ; hem de iki ayaklı hayvan. Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos günü kaybolan küçük, ele avuca sığmaz Narin’i bir çuvala sığdıranlara ve bu katliama iştirak edenlere de hayvan desek yeridir de kimseye zararı olmayan hayvanlara haksızlık etmiş oluruz.

Olay aslında yakın ve civar akraba tarafından üstü örtülmeye çalışılan ve köylü tarafından da ört bas edilmeye çalışılan bir vaka gibi duruyor.

En olası zanlı tarafında minik Narin ‘ in amcası ve köyün muhtarı olan Salim GÜRAN adlı bir zat durmaktadır. İtirafçı olan kişi de belli para karşılığında ve ölüm tehditleri altında cesedi ortadan kaldırıp dere yatağına üstü kaya ve taşlarla kamufle edecek şekilde atıldığını ifade etmiştir.

Otopsi raporunda küçük Narin ‘ in bacağı diz altından köpük olduğu ve çuval içinde kaval kemiğinin bulunduğu belirtilmiş. Çocuğun boynunda morluklar olduğu dikkate alındığında bir boğma vakası ile karşı karşıya kalındığı görülüyorsa da dosyanın emniyet birimlerince detaylı değerlendirmesi sonucunda her ortaya çıkacaktır.

Bilinmez belki Narin görmemesi gereken bir olaya şahit oldu , ya da aile içi ensest bir cinayetin kurbanı oldu ya da bir tarafın diğer tarafa göz dağı vermek amacıyla bu minik bedene kıyıldı.

Şu bir gerçek ki Narin ne ilk ne de son olacaktır. Bu coğrafyada maalesef kendini affedersiniz adam zanneden zavallı ucube zihniyetin pis düşüncelerini dışarı kusması ile ortaya çıkan bu tür trajik vakalar da görülen o ki halen suçluyu koruma, olayı örtbas etmek geleneği bu zihniyetin bu şekilde travmatik olaylara imza atması kaçınılmaz olacaktır.

Diyarbakır’da cinayete kurban giden küçük Narin’in ablası Tülin Güran, bir rivayete göre merdivenden düşerek 2019’da hastanede solunum yetmezliğinden 5 yaşındayken hayatını kaybetmiş . Ve en kötüsü de bu küçük beden de şüpheli bir ölüm olarak görülmeyip hemen dertop defnedilmiştir. Ailenin iki küçük bireyinin oyun çağında hayattan koparılması nasıl bir doğal ölüm olabilir ki!

Narin vakası kamuoyunda infial yaratacak şekilde ön plana çıkmış olsa da bu ve buna benzer nice Narin Güran vakaları Adalet terazisinde adalet beklemektedir .

Bu iki ayaklı hayvanlara verilen cezalar yeterli mi, verilen cezalar gerçekten adaletin tecelli etmesine aracılık ediyor mu? Bunlar hep tartışma konusudur.

Peki sizce adaleti kamu vicdanında ne sağlardı? Aslında referanduma gidilmesi gereken konu budur. Halk ne derse o’ dur; ki vaziyet itibariyle oluşan durumdan herkes vicdanen rahatsızdır çünkü.

Peki sizce tecavüzcünün, bir pedofilinin kıymış olduğu can’ ın , hayatın cezası ne olmalıdır ki kamu vicdanı “ İşte adalet yerini buldu” desin.