Beykoz Devlet Hastanesi’nde “Afetlerde Sağlık Hizmetleri” başlıklı bir eğitim verildi.
Hastane Konferans Salonunda yapılan eğitimde, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü eğitmenlerinden Reyhan Öztork Erdem bir sunun yaptı. Sunumda, olası bir depremde sağlık çalışanlarının nasıl davranması gerektiğinin altı çizildi.
Hastane Başhekim Yardımcıları Numan Gündüz ve Ömer Muharrem Yağcıoğlu, Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü Aydan Dündar ve müdür yardımcıalrının yanısra çok sayıda personelin takip ettiği programda, deprem gerçeğiyle yüzleşmenin gereği anlatıldı.
Jeoloji hocalarından edindiği izlenimleri aktaran Bayan Erdem, iç denizlerde büyük tsunami dalgaları oluşmadığını fakat Marmara Denizi’nin yirmi otuz kilometre kadar içeriye girebileceğini kaydetti.
“İlla olacak mı? Böyle bir koşul yok. Ama olma ihtimali var. Dolayısıyla bunun için de önlem almak gerekiyor. Bu da bizim için bir risk.” şeklinde konuşan Reyhan Öztork Erdem, insanların ‘benim canım kıymetli’ diyerek deprem bölgesi dışına çıkmak istemelerinin bir secenek olduğunu fakat orada doğal bir afetin olmayacağının garantisi olmadığını, dolayısıyla herkesin afete hazırlıklı olması gerektiğini dile getirdi.
“Yine bilimsel çalışmalar gösteriyor ki, literatüre baktığınızda da bunu göreceksiniz. Bir konuyla ilgili farkındalığın değişmesi için kuşak değişmesi gerekiyor. Dolayısıyla, siz burada edindiğiniz bilgileri mutlaka ailenize ve çok güzelse çocuklarınızla paylaşmanız gerekiyor ki, bizim yaşadığımız sorunları ileride onlar yaşamasın” diye konuşan Erdem, afet yönetim döngüsünün bu şekilde sağlanacağını kaydetti.
Rehan Öztork Erdem şöyle devam etti:
“Şu an burada yaptığımız şey hazırlık kısmında yer almak. Hazırlık ne yapıyoruz? Eğitim yapıyoruz. Tatbikatlar yapıyoruz. Siz hastane afet planı çerçevesinde yangın tatbikatı yapıyorsunuz… Bunun dışında evimizde hazırlıklar yapıyoruz. Deprem çantası hazırlıyoruz.
Müdahale kısmında neler var? Arama kurtarma faaliyetleri, en basitinden kişisel ihtiyaçların karşılanmasından tutun da yeme, içme ihtiyacı, barınma ihtiyacı, bunların hepsi müdahale kısmında.
İyileştirme kısmı uzun bir kısım. Yani yıllarca sürüyor. İyileştirme kısmı biraz sıkıntılı bir süreç.
Niye? Afette son kalan kişinin bulunmasından tutun da, ev bulana kadarki süreçte yaşadığı her alanın iyileştirilmesi. İşte çocukların eğitimi, psikososyal destek vesaire her şeyi içerdiği için, üç günde beş günde çözülebilecek bir şey değil. Yıllarca süren bir süreç iyileştirme süreci ve tüm bakanlıklar, ilgili personel bu sürecin içerisinde yer alması gerekiyor.”
Afet sonrası haberleşme ve deprem çantasının hazırlanma aşamasında bunun dikkate alınması gerektiğine vurgu yapan Erdem, telsizin çok önemli bir haberleşme aracı olduğuna ve uydu telefonlarında hayati önem taşıdığına dikkati çekti.
Herkesin mutlaka uzakta yaşayan aile yakınlarına kendisine ait bilgileri vermesi gerektiğini ve deprem çantasında mutlaka kimlik ve ehliyet fotokopilerinin bulunmasına özen gösterilmesinin faydalı olduğunu söyleyen Bayan Erdem, “mahallenizde şu parkta ya da işte binanın önünde tamamlanmış sağlamsa buluşalım diye mutlaka bir adres konum belirtmeniz gerekiyor.” dedi.