Yerel seçimlere 6 ay kala, aday belirlenmesine 3 ay kala kurultay yapmak nelere sebep olabileceği konusunda birkaç öngörü yazmak şart oldu.

1. Soru: İki adaylı yapılacak kurultay sonrası kaybeden adayı destekleyenlerden belediye başkan adayı olur mu?
2. Soru: Kongreler ve kurultaylar sonrası yaşanan bu husumeti sonlandıracak bir tüzük değişliği olur mu?
3. Soru: Kurultayda taraflar birbirini kötülerse CHP’nin yerel seçimlerdeki başarısına etkisi ne olur?

Yaklaşık 2 aydır gündemde CHP’nin il ve ilçe kongrelerinde yaşananlar var. Seçmen ağır ekonomik baskı altında yaşam savaşı verirken CHP deki delege savaşları ile pek ilgilendiği söylenemez. Zaten 4 ay önce yapılan genel seçim sonrasında muhalif seçmenin kızgınlığı taze ve küçücük bir umut ışığı ararken ana muhalefet partisindeki parti içi çekişmeler neden seçmenin umurunda olsun ki.

Yerel seçimlerde adayın kim olduğu çok önemlidir. Özellikle ilçe bazında seçmen ihtiyacı olduğu zaman ulaşabileceğini düşündüğü adaya oy verir. Seçmen ihtiyaçları veya talepleri her ne olursa olsun karşısındaki muhatabın direk adayı olmasını ister. Çünkü ona oy vermiştir. Bunun yanı sıra meclis üyelerinin de tanıdığı bildiği istediğinde kolay ulaşabildiği kişilerden oluşmasını arzu eder.

Bu durumu göz ardı eden parti yönetimleri ve yerel seçim dönemleri maalesef olmuştur. Haliyle bir önceki seçimlerden daha fazla fark ile kaybedilmiş birçok örnek ilçe var.

Her seferinde ya kongrelerden sonra farklı listelerdeki partililerin birbirine husumet gütmesi, ya da aday belirlenince diğer aday ve etrafındakilerle birlik olunamaması gibi sorunlar yaşandı. Beklenen değişim önümüzdeki yerel seçimlerde özellikle partililer arasında her şeye rağmen sağlanacak birliktelik olacaktır. Zaten muhalif partilerin tümünün oyları kazanmak için yeterli olmadığı 28 Mayıs genel seçimlerinde açıkça görüldü. Yerelde daha fazla fark yaratacak adaylar belirlenebilirse belki bir şans doğacaktır. Kişisel egoları ve ahbap çavuş ilişkilerini bir kenara bırakarak rasyonel adaylar ve güçlü birliktelik seçmene de umut ışığı olacaktır.

Aksi halde aynı tas aynı hamam yöntemler ile adaylar belirlenirse yandı gülüm keten helva. Umudunu kaybeden seçmen ya sandığa gitmeyecek ya da mevcut duruma ayak uyduracaktır. Geçmişin sorgusu, kişisel egolar, türlü entrikalar, akçeli işler, armudun sapı, üzümün çöpü derken göz göre göre seçimler bir kez daha kaybedilecektir. Kazanacak adayların belirlenebilmesi zor değildir. Herkes şapkasını önüne koyup samimiyetle düşündüğü zaman birlikte hareket etmek kolay olacaktır.

Gençliğimizde bir slogan vardı. Tam da bu yazının başlığına uygun olduğunu düşünüyorum.

“YA HEP BERABER, YA HİÇ BİRİMİZ”

19 Ekim 2023

Gökhan Taneri VURAL