ÜNİVERSİTE GİRİŞ BİLETİ
Üniversite bileti alınacak ama…URAP Raporu’na bir göz atalım.
URAP’ın amacı yükseköğretim kurumlarını akademik başarıları doğrultusunda değerlendirebilmek için bilimsel metotlar geliştirmek ve yapılan çalışmaların sonuçlarını kamuoyu ile paylaşmaktır. Son yıllarda, dünya üniversite sıralamalarına gösterilen ilgi giderek artmaktadır.
URAP 2020-21 Türkiye Üniversiteleri Raporu’na göz atalım: URAP toplam 110’u devlet 56’sı vakıf üniversitesini “makale, atıf, bilimsel doküman, doktora, öğretim üyesi/öğrenci puanları”na göre değerlendiriyor.
Rapora göre 1.Hacettepe, 2.ODTÜ, 3.İTÜ, 4.İÜ, 5.Koç, 6.Gazi, 7.AÜ, 8.Gebze Teknik, 9.Bilkent, 10.Ege Üniversitesi diğer üniversiteleri geride bırakıyor.
2010-11’de dünya sıralamasına göre ilk 500’de 3, 2012-13’te 5 üniversitemiz varken bu sayı 2014-15’te düşmeye başlıyor, 2019-20’de ilk 500’e hiçbir üniversite giremiyor.
Bu en başta akademik yayınların azlığından, yurt içinde değer gören üniversitelerimiz bile dünya sıralamasına giremiyorlar.
Türk üniversitelerinin dünya sıralamalarındaki yerleri, maalesef tüm çabalara karşın 2020-2021 dünya sıralamalarında da arzu edilen düzeye ulaşamadığımızı göstermektedir. Bunun temel nedeni, etki değeri yüksek dergilerde yeterli sayıda bilimsel makalemizin olmayışıdır. Üniversitelerimizin bu sorunu, 1933 üniversite reformunun da temel nedenlerinden biriydi.
Türk akademisyenler, 1933 üniversite reformu ile modern Avrupa üniversitelerindeki bilimsel buluşlarla buluştu. Darülfünun’un 1933’te kapatılma nedenlerinden bazıları: Bilimsel araştırmaların yetersizliği, bilimsel yayınların yok denecek kadar az olması ve fakültelerdeki akademisyenler arasında ortak bilimsel çalışma yapılmamasıydı.
Cumhuriyet’in onuncu yılından itibaren üniversitelerimizin modern eğitim kurumları olması hedeflendi. Hitler döneminde sorun yaşadıkları için Avrupa’dan Türkiye’ye getirilen bilim insanları; İTÜ, İstanbul ve Ankara üniversitelerinde modern eğitim ve araştırma ortamları oluşturmak için çaba sarf etti. Maalesef tüm bu çabalara karşın üniversitelerimiz 80’li yıllara kadar çok az uluslararası bilimsel makale üretebildi. Türkiye kaynaklı makalelerin sayıları ilk kez 1980’lerin ikinci yarısında artmaya başladı. Makalelerimizin sayısı 2010’dan itibaren ise önemli ölçüde arttı. Ancak bu artışın nedeni çok sayıda akademisyenin etki değeri en düşük veya sıfır olan dergilerde makale yazmalarıydı. Bu nedenle, üniversitelerimizin yayınlarının aldığı atıf sayıları çok düştü. Atıf sayıları az olduğu için üniversitelerimizin yayın başına düşen atıf sayısı (CPP), ABD ve Avrupa üniversitelerinin çok altında kaldı.
Ancak bu sorunlar çözülemez değildir. Bu raporun amacı, üniversitelerimizin kendi durumlarını görüp çözümler bulmaları için eskisinden daha fazla çaba göstermeleri ve farklı yöntemler üreterek başarıya ulaşmalarına yardımcı olmaktır.