Dünyada ve ülkemizde kimi küresel kimisi de ülke ekonomilerinin kötü yönetilmesinden kaynaklı hayat pahalılığını malumunuz üzere hissetmeyeniniz yoktur. Her haneye giren gelir de farklı olunca tabii ki ister istemez bu sıkıntıyı derinden hisseden aileler de farklı çözüm arayışları içine giriyor.

Günlük hayatta pek çoğumuzun karşılaştığı ama belki  çok da önemsenmeyen olayların bu hayat pahalılığının getirdiği birer sonuç olduğunu görürüz. İsterseniz bunlara bir göz atalım; ne dersiniz!

Çalıştığımız kurumdaki  gençlerin kendi aralarında yapmış olduğu bir sohbete denk geldim geçen gün. Aynı daireyi daha ekonomik olması için üç kişi beraber tutan bekar gençler evin zorunlu ihtiyacı olan çamaşır makinesi ve TV için nasıl bir çözüm yolu bulabilecekleri konusunda karşılıklı fikir alışverişinde bulunurken kimisi ikinci el eşyaları tercih etmenin mantıklı olabileceğini, çevrede nerdeyse sıfır gibi olan pek çok beyaz eşya ve oturma grupları bulunduğunu belirtmesiyle beraber aralarında farklı bir fikri olduğunu belirten genç delikanlı söz alarak konuşmaya ve herkesi şaşırtmaya başlar.

–  Sizinki beyhude çaba; sıfırını alıp kullanmak varken milletin artığını niye kullanalım ki!

– Ne o gömü mu buldun?

– Yooo! Ne gömüsü! Az kafanızı kumdan bir kaldırıp çevrenizde neler oluyor bir görseniz siz de benim gibi düşünürdünüz.

– Açık konuşsana bilader.

– Şimdi neye ihtiyacımız var: Televizyon, Çamaşır makinesi, Bulaşık Makinesi vs. Değil mi? Bunların satıldığı mağazalarda bu ürünleri kimi firmalarda 15 gün, kimisinde 30 gün sonunda hiç bir gerekçe göstermeden “ Memnun kalmadım “ deyip iade edebiliyorsunuz.

– Yok daha neler!

-Valla aynen öyle. Ben daha evvelden yaptım bile; kimse bir şey diyemedi bile. Hatta bir seferinde göz gözü görmeyinceye kadar kar yağıyordu. Yerler buz, kar; zincirsiz gidilmez. Gittik bir hipermarket’ e, aldık zinciri. Yolda zincirin bir baklası atmasına rağmen, memnun kalmadık deyip iade ettik; ama sonuçta biz işimizi görmüş olduk.

– Senden korkulur valla.

-Boşver onu bunu; ne diyorsunuz bu fikre; lakin cepten beş kuruş para çıkmamış olacak. Çünkü en sonunda beyaz eşyaya ihtiyaç kalmayınca ürünleri iade edip paramızı geri alırız.

Bu fikre sıcak bakan gençler topu fikir babasına atıp geri çekilip kabul etmiş de olsa bunun ekonominin getirdiği Türk işi bir çözüm olduğunu anlamak pek de zor değil sanırım.

Yine buna benzer başka bir örnekte de, tanıdığımız ve çevresinde de muzip biri olarak tanınan bir arkadaşımızın mesaisine geldiğinde saçlarının özensiz bir şekilde kesildiğini gördük. Onu gören herkes kıkırdayarak gülerken onun oralı bile olmadığını görünce dayanamayıp yanına sokuldum ve dedim ki:

• Sıhhatler olsun dostum.
• Teşekkür ederim.
• Nerde oldun traşı oğlum? Bu ne hal! Sanki kafana iş makinası girmiş gibi.

( Başlar kahkaha atmaya)

• Eskavator girdi oraya; ne gördüyse sağda solda, hepsini aldı.
• “ Belli oluyor “ dedim.
• Nasıl oldu bu iş Allah aşkına!
• Valla bir o berbere bir bu berbere girdim. Dedim ; ula saç tıraşı ne kadar?
• Demezler mi: Saç sakal 120 TL . Bir başkasına gittim; o da 100 dedi. Baktım bu iş böyle olmayacak. Gittim berber malzemeleri satan bir esnafa ve saç kırpma makinesi aldım ve rahat ettim. Sana da tavsiye ederim deyince ; yok ben almayayım desem de; sonradan  düşündüm ki bu da Türk işi pratik bir çözüm. Lakin biz de çareler tükenmez; en zor şartlarda bile her derde çaremiz vardır; ölümden gayrı.

Buna benzer çözümleri çoğaltmak mümkün tabii ki. Ne mi!

Eskiler çok daha iyi bilir de olsa şimdilerde de kullanan var mı bilmem! Fazla elektrik faturası gelmesin diye kara kışta evin içinde tir tir titrerken soğuk yatağın içini içi sıcak su dolu torba ile ısıtanınız vardır belki,

Ya da su faturasından tasarruf etmek için duşu açıp yıkanmak yerine kovayı doldurup maşrapa ile yıkananız da vardır mutlaka.

Giydiğiniz giysinin bedeninizin farklılaşması ile size uymaması dolayısıyla atmak yerine anne ve babanızca “ Atmayalım! Kardeşine olur” dediğimizde çok olmuştur hepimizce.

Ne bileyim! Çizilen teflonunuzu atmayıp kanserojen tehlikesi mevcut olmasına rağmen biraz daha kullanayım çabasında olanından tutunda, kullanıla kullanıla evrim değiştiren kızartma yağını dökmeye kıyamayana kadar… Türk işi pratik çözümler  bu örneklerde olduğu gibi uzar da uzar.

Birde düşünmek lazım aslında; bizler bu pratik çözümleri neden bulma çabası içinde oluruz.

Ya insanoğlu olarak bizde bir eksiklik var ya da yaşadığımız hayatta!

Varın siz karar verin.