Toprak Deyip Geçmeyin
Uzun zamandır yazı yazamadım, okuyucularımın hoşgörülerini rica ederim. Pandemi olunca kendimi doğaya verdim, güzel bir fidanlık kurdum hatta Tarım Teknolojileri üzerine bir okula başladım. Tabi uzaktan eğitim yani açık öğretim. Bu benim beşinci üniversitem ve gerçekten çok memnunum. Bir kere bitki üretimini öğrenmeye başladım önceki yazılarımda da bunu hissetmişinizdir. Öyle toprağa dik sula kendi kendi kendine olmadığını anladım. Toprağın önemini gördüm her şey toprakta başlıyor tıpkı ana gibi.
Tohum da önemli ama topraktan aldığı elementler, mineraller olmazsa bitki de doğru düzgün yetişmiyor. Her bölgenin toprağının içeriği farklı, tabi iklimi de farklı. Her bölgeye özel bitkiler oluşuyor başka bölgede mutlu olmuyor hatta yaşayamıyor. Biz de Beykoz’da büyüdük başka yerde asla mutlu olamaz hatta yaşayamayız. Benim yaş grubum ve benden küçükler böyledir, büyükleriniz geldikleri yerin hasretindedirler ama farkında değiller onlarda artık başka bir yer de mutlu olamazlar.
Toprak önemli uğruna ne kanlar döküldü, ne emekler verildi. Parasını alırsın problem olmaz, sınırdan bir karış husumet sebebidir. Aynı toprakta yetişen bitkiler bile bazen birbirini boğar. Meralarda ne zaman güzel bir ot bitse çoğunlukta olan sıradan otlar onu boğar. Hayvan besleme dersim bile var. Meraların geliştirilmesi ile başlıyor. Yani faydalı otları meralarda çoğaltmak gerek.
Üretmek ayrı bir duygu sanki kutsal bir işin parçası olursunuz. Küçücükken zamanla kocaman olan bitkilere evlat gözüyle bakarsınız. Çünkü onun iyi olması için emek vermişsinizdir. Kimileri zayıf düştüğünde ya da hastalandığında özel olarak ilgilenir, onu düşünürsünüz. Başka bir yere diktiğinizde aklınızda hep o vardır, arada bir gidip bakarsınız iyi mi diye. İyi değilse kimseye söylemeden ihtiyacı olanı vermeye çalışırsınız. Bu duygu gerçekten güzel bir duygudur.
Evinizde saksıda bile olsa bir sorumluluktur. Uzunca bir süre bir yere gitseniz mutlaka onlara bakacak birini ararsınız. Çiçeklerini komşuya taşıyan mı ararsın, evinin anahtarını iyi tanımadığı birine veren mi ararsın ama kolay kolay kaderlerine terk eden olmaz. Hele bu üretme duygusunu küçükken yaşayanlar var, pamukta fasulye eskiden ilkokullarda proje ödevi idi, şimdilerde böyle ödevler var mı bilmiyorum.
Toprak önemli ne de olsa topraktan geldik toprağa gideceğiz. Arada kalan zamanda ne yaptığımız tamamen size kalmış. Ama vicdanınızın kabul etmediği şeyler yaparsanız emin olun toprağı bile kirletirsiniz.
İklim de çok önemli çünkü kışı sert geçen topraklarda bitkilerin yaprağı bile sivri olur. Her şeye rağmen Kardelen çiçeği bile var. Güneşi bol topraklarda yaprağı geniş olur bitkilerin, hatta toprakta öyle organizmalar var ki bitkilerin birbirleriyle iletişimi sağlar. Birbirleri ile iletişim sağlayan bitkilerin yaprakları diğerinin güneşini engellemez. Avatar filminin senaristi bu durumu kesinlikle fark etmiş olmalı. Aslında bir mantardır Mikoriza. Araştırmanızı tavsiye ederim. Muhteşem bir doğa kuralıdır. Etkilenmemek mümkün değil. İnsanlarda yaşadığı yerde böylesine faydalı bir ilişki sistemi kurmadıkça rahat bir yaşamı bulması mümkün olamaz. Herkes kendini düşünüp en yakınındakileri bile hiçe sayarsa yıl 2021 böyle çaresizce çabalar durur. Vatan bilinci, millet duygusu böyle faydalı duygusal organizmalar olduğunu düşünürsek, gemisini kurtaran kaptan atasözümüzden eser kalmaz. Hep birlikte daha mutlu ve huzurlu yaşayabiliriz. Gelin biraz nasıl yaparız bunu düşünelim.
Doğa hepimize lazım. Hatta mutluluğun sırrı doğadadır. O yüzden fidanlığımızın sloganı da budur. Desteğe ihtiyaç duyarsanız her zaman beklerim.
02 Temmuz 2021
Gökhan Taneri VURAL