Saadet Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Necdet Gökçınar, Beykoz Yerel Basını ile bir araya gelerek değerlendirmelerde bulundu.
Saadet Partisi (SP) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Necdet Gökçınar, seçim çalışmaları kapsamında bir gününü Beykoz’da geçirdi.
Güne Beykoz’un yerel basınıyla gerçekleştirdiği toplantıyla başlayan Gökçınar, daha sonra Anadolukavağı, Ortaçeşme, Yalıköy, Paşabahçe, Çubuklu, Kanlıca ve Anadoluhisarı’nda çalışmalara katıldı.
YSK’nın yenileme kararının ardından yeniden başlayan seçim çalışmaları için adaylar sık sık Beykoz’u ziyaret ederek, açıklamalarda ve vaatlerde bulunmaya devam ediyor.
Soğuksu Mahallesi’nde gerçekleştirilen kahvaltı programında İBB Adayı Gökçınar’a Saadet Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Selman Esmerer ve Beykoz İlçe Başkanı Şeref Kaçmaz ve Yönetim Kurulu eşlik etti.
31 Mart Seçimleri’nde Saadet Partisi’nden Beykoz Belediye Başkan Adayı olan Muharrem Kaşıtoğlu’nun ise memleketi Kastamonu’da olması nedeniyle toplantıya katılamadığı bildirildi.
Yeryüzünün kuruluşundan bu yana iki görüşün varlığını sürdürdüğünü dile getiren Saadet Partisi İBB Adayı Necdet Gökçınar, “Biz burada şu veya bu partinin alternatifi değiliz, çünkü bunlar 3 kişi olur, 5 kişi olur. Dünya kurulduğundan beri iki görüş vardır. Birisi haktır, diğeri batıldır. Batılı siz dört parça halinde görünce farklı zannetmeyin, bunlar aynıdır. Türkiye’de yaklaşık 70 tane siyasi partinin var olduğu görünüyor. Aslına bakarsak iki tane parti vardır. Biri Saadet Partisi, milli görüşü temsil ediyor, diğeri de kalan partilerdir. Bunlar da değişik görünümlere bürünmüş, batıl olanlardır” dedi.
Yerel seçimlerin bu yıl iki dönemde gerçekleştirildiğini ifade eden Gökçınar, “31 Mart dönemi bu seçimin bir bölümüydü. Şimdi Saadet Partisi’nin var olduğu bir döneme geldik. İnşallah bu seçimde bunun tezahürünü göreceğinizi ben umuyorum.” dedi.
İktidar partisinin millet iradesini saklamaya çalıştığı görüşünü savunan Necdet Gökçınar, “Hak gelince batıl zail olur” ifadelerini kullandı.
Gökçınar, şunları söyledi:
“Bu seçimde şunu görüyoruz. Benim şahsım üzerinde öyle bir baskı oluşturuldu ki bu seçime niye giriyorsunuz? der gibi… Bir siyasi partiye yapılabilecek en büyük saygısızlıktır. Tabii bugünkü siyasi iktidar da nezaket, saygı göremezsiniz. Millet iradesi diyorsunuz madem, bunu neden saklamaya çalışıyorsunuz? Benim şahsımdan neden korksunlar? Korkmak değil bu. Yarın adayımız Selman Bey de olsa bu böyle olacak. Hak gelince, batıl zail olur. Bunun başka kaçarı yoktur. Ben bu saygısızlıkların, iktidarı kaybetme korkusundan olduğunu düşünüyorum. Velev ki 103 bin üç yüz kişi değil de iki kişi kaldık. Birimiz aday olur ben ona uyarım.”
Seçim ortamının ne şekilde seyrettiğinin kendileri için fark etmediğini açıklayan Gökçınar, “Onların gözünde önce teröristtik, sonra aradan otuz gün geçti kardeş olduk. Komik duruma düşüyorlar. Siz dönünde kendi küstürdüğünüz, bizim zannettiğiniz seçmenlerinizle barışın. İster yumuşak, ister sert. Bu iktidar gidiyor.” şeklinde konuştu.
“Toplum mühendisliği diye bir mühendislik var. Benim bütün hemşerilerim şuna dikkat etsinler. İlla da bana oy versinler demiyorum. Ama şuurlu bilinçli bir şekilde oy versinler diyorum.” ifadeleriyle devam eden Gökçınar, şöyle devam etti:
“1999 yılında okunan bir şiir yüzünden mahkum edilen siyasetçiyle karşı karşıya gelindi. Biz mağduriyetten yana olan bir milletiz. Bizim bu özelliğimiz şöyle kullanılıyor. Önce bir mağduriyet oluşturuluyor. Sloganı hatırlıyor musunuz? ‘İnadına Tayyip’ 17 sene sonra geldik tanzim satış kuyruğunda bekliyoruz. O bir sembol ekonominin ne denli kötü olduğunun bir sembolüdür.”
‘Klasik CHP’li‘ ifadesinin nasıl olduğuyla ilgili bir fikri olmadığını söyleyen Gökçınar, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Geçen bir sunucu diyor ki bu aday klasik CHP’li değil. Klasik CHP’li nasıl oluyorsa? Böyle komik şeyler duyuyoruz. İktidar belirlemeye çalışan özel bir ekibin oyunundan bahsediyorum. Aman bu oyuna gelmeyelim. Mazbata verildi, sonra geri alındı. Arada da İslami hareketler sergileniyor. Buna dikkat edelim. Birincisi şiir okudu çıktı mağdur oldu neymiş inadına Tayyip, orada dini figürler zaten hazırdı. Hanımı başörtülü falan. Bu zamandaki biraz eksik ama o kolay. Bir hocanın nezaretinde kameraların önünde Yasin Suresini okutursunuz, oldu bitti. O zaman klasik CHP’li olmamış oluyor. Sonra gizliden camiye gidiliyor dua ediliyor ama nasıl gizliyse bütün basında yer alıyor.”
“Mağduriyet oluştu, dini figürler de yerleştirildi. O zaman bunu seçtireceğiz, bugün bu zatın adı Ekrem İmamoğlu olabilir. İnsanlar o tarafa doğru yönleniyor. Buna da toplum mühendisliği deniliyor. Deniyor ki, halkın nezdinde bir iktidarın popülaritesi kaybolursa artık siz iktidar belirleyen güç olmaya uğraşmayınız. Onun için yaşadığımız bu, yağmurdan kaçarken doluya tutulma.”
“Ben bu şehre ihanet ettim diyen adama oy verilir mi? Oy vermek çok ciddi bir iştir. 5 sene boyunca oy verdiğiniz zihniyetin yapacağı her işten siz de sorumlusunuz. Ben geleceğim belediyeyi 26 milyar lira borca sokacağım, sonra hep beraber ödeyeceğiz. 23 Haziran çok önemli bir fırsat gözünü seveyim dikkat edin.”