Beykoz Belediyesi’nin kültür-sanat etkinlikleri kapsamında düzenlediği “Osmanlı Deyince” söyleşi programı Osmanlı Medeniyeti üzerine tarih, şiir ve muhabbet dolu bir akşam yaşattı.
Orhan Karaağaç’ın yönelttiği sorular eşliğinde gerçekleşen söyleşide Tarihçi-Yazar Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Divan Edebiyatçısı Hayati İnanç ve Şair Serdar Tuncer Osmanlı Medeniyeti ’ne dair bilgi ve görüşlerini paylaştılar.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan Kültür Merkezi’nde düzenlenen, söyleşi programına Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı Muharrem Kaşıtoğlu, gençler, öğrenciler ve ilçe sakinleri iştirak etti.
Hayati İnanç’ın söyleşi sırasında okuduğu beyitlerle zenginleşen programda konuşmacılar Osmanlı Medeniyeti’nin anlamı ve ahlaki mirası üzerine sohbet ettiler.
Prof. Ahmet Şimşirgil: “Osmanlı Edep Demektir.”
Osmanlı’nın edebi ifade ettiğini vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil: “Osmanlı deyince ben “edep” diyorum. Niye fetihler ve savaşlar üzerine konuşuyoruz. Bir şehrin etrafı hep surlarla korunuyor. Bazen üç surla çevrildiğini görüyoruz. En dış taraftakini alınca iç kale de düşüyor. Bu dış sur da edep suru. Osmanlı’nın kuruluşunda edep var. Osman Gazi Kur’an’a gösterdiği hürmet dolayısıyla, ayağını uzatıp yatamamış, 622 yıllık bir medeniyet böyle bir edepten ortaya çıkmıştır. Ve bu medeniyetin dünyada eşi ve misali yok. Osmanlının bize verdiği en önemli değer edeptir. Milletimizin bu gün en fazla saldırıya maruz kaldığı husus edep, aile ve ahlaki değerlerimizdir. Bizi buradan vurmaya çalışıyorlar. Bu dış suru çok iyi muhafaza etmemiz gerekir” dedi.
Şair Serdar Tuncer: “Ecdadımız Allah Rızasını Gaye Edinmiş”
Osmanlı Devleti’nin fetih gayesi ve ruhuna değinen Şair Serdar Tuncer ise: “Allah rızasını, ilahi kelimetullahı, O’nun ismini ve davasını yüceltmeyi gaye edinmişler. Âleme nizam vermek için çalışmışlar. Kanuni Sultan Süleyman Viyana’ya toprak edinmek maksadıyla mı gidiyor? Ecdadın toprağa değil ama o topraklarda yaşayanların Osmanlı’nın getireceği adalet, muhabbet ve zarafete ihtiyacı var. Bütün dert ve çaba bundan ibaret” diyerek düşüncelerini aktardı.
Türklerin fetihçi bir millet olduğunu, Afrika’dan Avrupa’ya dünyada ulaşmadıkları bir nokta kalmadığını ifade eden Prof. Şimşirgil: “Türkler su gibidir. Su yerinde durursa kokar, akması lazım. Türkler de su gibi yerinde duramaz. Bizim milletimizde tarih boyunca dünyanın dört bir yanına aktı. Allah’ın adını duyurdu. Bunun sebebi üzerine konuşanlar bazen toprak diyor, bazen ganimet ve kahramanlık diyor. Osman Gazi’nin oğullarına 7 beyitlik nasihatini okursak bu amacı anlarız. Osman Gazi oğullarına orada “Bizim bütün işimiz, maksadımız dini Hûda’dır” diyor. Gaye de O’nun adını duyurmaktır.” şeklinde konuştu.
Söyleşide Osmanlı’nın eşsiz edep ve fetih ruhunu anlatan anekdotlar da paylaşıldı.