CHP Beykoz ve İBB Meclis Üyesi Cemal Sataloğlu, Eylül ayı Beykoz Belediye Meclisi’nde gerçekleştirdiği konuşmasını ilçe yerel basını ile paylaştı. Sataloğlu’nun konuşma metnini orijinal haliyle okuyucularımıza aktırıyoruz.
Sayın başkan, değerli meclis üyeleri ve değerli Beykozlular öncelikle hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
5018 sayılı bir kanun var. İşte bu kanun gereği idare ilk 6 ay verilerini bizlerle paylaştı. Geliri neydi, gideri neydi bu paralar nereden geldi, nerelere gitti ana hatları ile paylaşıldı. Burada çok ayrıntıya elbette girmeyeceğim sizi teknik ile boğmak istemiyorum. Genel bir fotoğrafı çizmeye çalışacağım sadece. Şunu da ayrıca belirtmek istiyorum bu rapor geçmiş dönemlerde hazırlanan raporlara göre daha ciddi hazırlanmış. Eksikleri olsa da iyi raporlanmış veriler.
Raporda ilk 6 ay giderleri yaklaşık 941 milyon lira, gelirleri ise 762 milyon lira. Geçen yılın aynı dönemlerine kıyasla artış gelirde %193 giderde ise %165 dir. 31 Aralık 2022 tarihinde yaklaşık 472 milyon lira olan borcun bugün nerelere ulaştığına dair bir bilgi yok raporda.
İdarenin bakış açısını daha doğrusu öncelikli politikasını belirtmek adına bir veri sunmak istiyorum sizlere. idarenin sözleşmeli personele, işçilere, geçici personele ve diğer personele ödediği personel gideri ve bunlar için sosyal güvenlik kurumlarına ödediği toplam tutar rapordaki veriyi okuyorum ilk altı ay için yaklaşık 22 milyon lira, temsil tanıtma gideri harcaması ise 38 milyon lira ilk altı ayda. İşçilere ödenen para 22 milyon temsil tanıtma gideri 38 milyon lira.
Memurlar için oluşan personel gideri 48 milyon lira Memurlar için ödenen ücretle hemen hemen başa baş noktasında temsil ve tanıtma gideri.
idareye ait sosyal medyalarda gezen meşhur kısa videolar var ya, Japon turistler gibi gittikleri gördükleri her yerde video veya fotoğraflarını çektikleri o videoların paraları işte bu harcama kalemine ait.
Beykoz sadece belediyenin önündeki alandan oluşmuyor. Film çekme konusunda başarılısınız. Aynı filmleri gidin İncirköy’de Harmantepe’de insanların yollarda dahi zor yürüdüğü bölgelerde çekin. Veya gidin Yenimahalle’de çekin. Oralarda dram videoları çekeceksiniz.
Değerli meclis üyeleri,
Bütçe giderlerinin veya gelirlerinin devasa rakamlarına ulaşmasının tek sorumlusu AKP iktidarıdır. Ülkede yaşanan ekonomik krizin sorumlusu siyasi iktidardır. Döviz kurundaki dalgalanma ve enflasyon, etkisini en derin şekilde hepimize hissettiriyor.
Geçim zor. Ekonominin ne olacağı belli değil. Belirsizlik var. Bu nedenle kaynaklarımızı kullanırken daha dikkat etmeliyiz. Bunu şahıs olarak da yapmalıyız. Kurum olarak da yapılmalı. İktisadın temel bir kuralı var. İstekler sonsuz kaynaklar sınırlıdır.
Bakın bu nedenledir ki çok yakın geçmiş zamanda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi uyarınca tasarruf genelgesi yayınlandı. Bu genelgede kamu kurumlarının temsil tanıtma, basın ve yayın giderleri, kırtasiye demirbaş giderleri, taşıt kiralama vs vs harcama kalemlerinde tasarruf yapılması istendi.
Ekonomiyi bitirdik, artık yönetemiyoruz deyip tasarruf yapın diyen anlayış bu ülkeyi yönetiyor.
Tasarruf yapması gerekenler bu genelgeyi üstlerine alınmıyor. Bir tasarruf yapılacaksa, tasarrufu parayı harcayan yapacak. Kurum yöneticileri yapacak. İdare politikalarını bu şekilde yapacak.
Bakın şunu açıkça bizde söylüyoruz.
Ülkenin ekonomik durumu zor mu zor. Kötü yönetiliyor ülke. Bir felaket yaşadık. Yaraları sarılamadı bitmedi acılarımız. Tasarruf edilmesi lazım mı? Elbette tasarruf edilmesi lazım. Soru şu peki tasarrufu kim edecek? Öncelikle kurumları yönetenler tasarruf edecek. Fakir fukaranın zaten tasarruf yapacak hali yok, evine ekmeği zor götürüyor, beykozda esnaf siftahsız dükkân kapatıyor. Kirasını dahi ödeyemiyor. Tasarrufu israfı yapan yapacak. Kurum yöneticileri tasarruf yapacak.
Bakın 2 örnek veriyorum
Beykoz Belediye yönetimi kültürel sanatsal etkinlikler diye bir ihale çıkıyor ne hikmetse 1 firmanın teklifi geçerli sayılıyor. İhalenin bu kısmı başka bir konu geçiyorum bunu. İlgili ihale süresi 11 aylık tutarı ise KDV dahil yaklaşık 44 milyon lira, bir başka iş tanıtım işi baskı işleri promosyon vs KDV dahil 15 milyon lira. kültür ve sosyal işler müdürlüğünün yapmış olduğu sadece bu iki ihalenin tutarı yaklaşık 69 milyon liradır. Gelenekselleşen iş artışları hariç üstelik .
Tasarruf, tasarruf diyoruz ya konser için ayırdığınız tutarlarının büyük bölümünü bakın okullar açılıyor, kalem, defter vb ürünlerin maliyetleri cep yakıyor ailelere destek olun bu bütçeleri oralara ayırın harcayın. Bu zor günleri atlatmalarına destek olun. Bakın bu tarz yardımları yapıyorsunuz az da olsa onuda ifade ediyorum. Hane halkına yapılan transfer ilk altı ayda 13 milyon lira bunu daha fazla yapın, daha fazla sosyal yardım yapın, daha fazla aile bütçelerine katkı getirecek politikalar üretin. Okullar açılıyor, Kahvaltı desteği vermeye başlayın, defter kalem desteği, diğer okul araç gereçleri için destekler bunların sayısı artırılabilir elbette. Bu yardımlar üzerinde ciddi bir çalışma yapılması gerekiyor. Neyi nasıl yapabiliriz nasıl destek olabiliriz çalışma yapılması gerekiyor. Asgari ücretle zar zor geçinen vatandaşlarımıza destek olalım. Bu dönemde sosyal yardım işleri lokomotif olmalı adeta. Sosyal yardım bütçelerinin artması elbette övünülecek bir durum değildir. Aksine ekonomik çaresizliğin yansımasıdır.
İdarenin gelirleri sınırlı, verilere bakıldığında kaynakların daha etkin harcamaları bir yana gelirlerine de sahip çıkması gerektiğinin önemini bir kez daha görüyoruz. Vergi gelirleri ilk altı ay içinde toplam gelirin sadece %23 ‘üdür. Vergi gelirlerimiz ile çöplerimizi dahi toplayamayız.
Taşınmaz satışlarından gelen gelir ile belediye hizmetlerinin sürdürülebilirliği yoktur.
Emlak vergisi hesabını yeniden yapmak için yapılan metrekare ölçümleri ile bu sorunu çözemezsiniz. Tüccarlar zor durumda kaldıkları zaman eski defterindeki alacaklarının peşine düşerler. Sizin yaptığınız işte bu.
Mali kaynak oluşturma konusunda mutlak olarak atılması gereken ilk temel adım, mevcut kıt kaynakların sonuna kadar verimli ve etkin şekilde kullanımını gerçekleştirmektir. Kaynaklar ne kadar artırılırsa artırılsın, etkin ve verimli bir şekilde kullanılmadıkça, israfın önlenmesi mümkün olmayacak, hep daha fazla kaynağa ihtiyaç duyulacaktır. Dolayısıyla en önemli kaynağın verim ve etkinlik olduğu unutulmamalıdır.