Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, İstanbul Müftülüğü’nün dini temsilciler için verdiği iftar programına katıldı.
İstanbul Beykoz‘daki Hidiv Kasrında düzenlenen iftar programında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Ramazana bir önceki Ramazana göre daha büyük hüzünlerle girildiğini kaydederek, “Komşularımızda, coğrafyamızda, ortak tarihi, inancı, kültürü paylaştığımız, asırlarca birlikte yaşadığımız İslam coğrafyasında, Ortadoğu coğrafyasında yaşananlar, yıllardır Ramazana sevinçle girmemize büyük engel oluyor.” dedi.
Bağdat, Şam, Kahire sokaklarında meydana gelen hadiselerin müsebbibinin İslam olamayacağını vurgulayarak, bütün bunların sebebi olarak, yüzyılın başından itibaren İslam milletlerinin fay hatlarıyla oynanması, arkasından işgaller, sömürgeler, istibdat recimleri arkasından ortaya çıkan bilgisizlikler, cehaletler, mezhep taassubu ve ırkçılığın olduğunu belirten Başkan Görmez, “Küreselleşme dediğimiz bir olgu ile karşı karşıyayız. Küreselleşme olgusu ile birlikte toplumların arasındaki bütün duvarlar kalktı. Bütün dinler, bütün kültürler birbirine komşu oldu. İç içe girdi. Bugünkü dünya farklı dinleri, farklı kültürleri, farklı medeniyetleri yan yana birlikte barış içerisinde yaşatma konusunda zorlanıyor. Bugün dünyaya hükmeden siyasetler, bu konularda aciz kalıyor. Bunun için bütün din bilginlerine, bütün din adamlarına, ilim adamlarına, fikir ve düşünce adamlarına daha büyük görevler düşüyor. İslam bütün bunları tedavi etmek üzere gelen, bütün âlemlere gönderilen, bütün âlemlerin Rabbinin gönderdiği bütün insanlığa barışı öğreten yüce bir din.” diye konuştu.
Ramazan ayını imsakiyle, iftarıyla, teravihiyle, orucuyla, kadir gecesiyle, fıtır sadakasıyla, mukabeleleriyle ve nihayet bayramıyla başlı başına muhteşem bir mektebe benzeten Başkan Görmez, bütün dinler için geçerli olan bir tehlikeye işaret etti. Başkan Görmez şöyle konuştu;
“Bütün ibadetlerde bizi bekleyen bir tehlikeye işaret etmek istiyorum. Bütün dinlerin bütün ibadetlerinde, o ibadetlerin şekil unsurlarına önem ve ağırlık verip arkasındaki asıl büyük ruhu, o büyük manayı, hikmetin ihmal edilmesidir. Bütün ilahi metinler özellikle ibadetlerin mana ve hikmetin üzerinde durur. Oruç ibadeti de böyle bir ibadettir. Hz. Mevlana kalbin, aklın, nefsin ve ruhun orucundan bahseder. Kalbin orucu, kalbe masivayı sokmamaktır. Kalbin orucu kalbe kin, öfke, nefret gibi kötü duyguları yerleştirmemektir. Aklın orucu akla insana ve kâinata zarar veren düşünceleri sokmamaktır. Akla anlamsız, manasız, boş, beyhude hiçbir sözü, hiçbir düşünceyi sokmamaktır. Nefsin orucu tevazudur. Nefsin orucunu Bozan kibirdir, kendini beğenmedir, kendisini başkasından üstün tutmaktır. Ruhun orucu bütün güzel ahlaki erdemlerle ruhu donatmaktır.”
Ramazan ayı, müminlerin dindarlığını daha yüksek bir seviyeye çıkarmak ve dindarlıklarını her türlü çelişkilerden kurtarmak için muhasebe imkanı sunduğunu, Ramazanı magazinleştirerek anlamsız tartışmalarla geçirmenin yanlış olacağını ifade eden Başkan Görmez şunları söyledi;
“Ramazan ayı, müminler olarak dindarlığımızı daha yüksek bir seviyeye çıkarmak, dindarlığımızı her türlü çelişkiden kurtarmak için çok büyük bir muhasebe imkanı sunar. Orucu neler bozar, neler bozmaz üzerinden Ramazanı magazinleştirerek geçirmek bize yakışmaz. Kalbin, aklın, ruhun, nefsin oruçları üzerinde durmalıyız. Dilin, kulağın, gözün oruçları üzerinde durmalıyız. Gerçekten orucun o hikmeti, o manası üzerinde durmalıyız. Bu büyük millete üç ramazandır ve Ramazanın her gecesinde imsak vaktinin ne zaman başladığını tartışmak Ramazanın o manevi iklimine yapılabilecek en büyük haksızlıktır. Öncelikle şunu ifade etmek isterim. Diyanet İşleri Başkanlığımız toplumu din konusunda bilgilendirirken Din İşleri Yüksek Kurulu ile birlikte tarihin derinliklerinde kalmış şaz ve marjinal görüşlerle amel etmez. Bunu milletimizin her ferdi bilmelidir. Biz tarihin imbiğinden süzülmüş doğru bilgileri ancak milletimize veririz.”
İstanbul’daki dini cemaatlerin temsilcilerinin katıldığı iftar programına katılanlar arasında İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Müftüsü Doç. Dr. Rahmi Yaran, Fener Rum Patriği Dimitri Bartholomeos, Türkiye Ermenileri Patrikhanesi Patrikvekili Başpiskopos Aram Ateşyan, Süryani Kadim Cemaati’nden Metropolit Yusuf Çetin, Süryani Katolik Cemaati’nden Korepiskopos Yusuf Sağ ve diğer cemaatlerin temsilcileriyle çok sayıda davetli katıldı.