Ana Sayfa Köşe Yazarları 3.07.2024 585 Görüntüleme

GÜNCE

Nihayet serinlik geliyor ; gözünüz aydın dendi de nerdeeee! Hava çok sıcak; nefes bile alınmıyor. Göğe gözünü kısıp ta baktığında güneşin cehennem gibi yakıcılığını teninde hissedebiliyor insan.

İnanın sığınacak bir ağacı vaz geçtim, bir gölgelik bakıyorum; onu da bulamıyorum. Alnımdan şıpır şıpır dökülüyor ter damlacıkları, kalbim se küt küt atıyor.

Havalar sıcak olsa sıcaktan, soğuk olsa soğuktan şikayet eder insanoğlu; onu memnun etmek zor. Yanımdaki yol arkadaşı köpeğimin bile sıcaktan dili boyunu aşar olmuş.

Artık nefesim kesilip te çaptan düşünce kendimi mecburen bir kafeterya’ ya atmak zorunda kaldım. Lavabo’ ya gidip elimi yüzümü yıkanınca kendime geldim Allah’tan.

Lavabo ‘dan çıkıp kendime soğuk bir içecek söyledim . Karşımda TV ‘ de spiker habire celallenmiş bir şekilde haber sunuyor.

Avrupa şampiyonasında milli takım tarih yazdı. Avusturya karşısında aslanlar rakip oyunculara sahayı dar etti. Haziran ayı enflasyon oranları’ nın açıklanması ile memur, işçi ve emeklinin alacağı zam oranı da netleşmiş oldu. Endonezya’da evden ayrılan 50 yaşındaki adamın cesedi 9 metrelik kobra yılanının midesinden çıktı…

Şezlonguma uzanmak için beac’ e gitmeye karar veriyorum. Hemen kapı girişindeki görevlilerce girişin 1500 TL ve içerdeki her bir içeceğin de kendimizce ödeneceği konusunda ki insani uyarısı sonunda şezlonguda , beach’ i de kendilerine şey ederek ; iade ederek görevlilerle kucaklaşıp “ Allahaısmarladık “ diyerek mekandan ayrılıyorum.

Koskoca tatil beldesinde denize girecek bedava yer yok mu derken baktım ki benden önce bu konuda ihtisaslaşanlar olduğunu gördüm. Çevredekilere bozuk atar vaziyette “ Git! Başka yerde denize gir; bak ben burada ailemle giriyorum der gibi bakıp, anlamadığım bir şeyler söyleyince hemen yanındaki tercüman bozuntusu devreye girdi. Abi ben yardımcı olayım; bunlar Suriyeli, senden başka yerde denize girmeni istiyorlar deyince “ istenmediğim yerde durmam” deyip oradan uzaklaştım.

Izdırap dolu bir günün hiç mi iyi anı olmaz ya deyip sitem ederken bir baktım orada ne göreyim. Otopark görevlisi cama bir şey takıyor. Bu ne dedim? Otopark ücreti deyince; lan 3_4 saat bile park etmemiş bir araca nerdeyse asgarî ücret kadar otopark ücreti de ne oluyor öyle deyince; adamın “ sistem böyle abi “ deyişi ile bize tatilin haram olduğunu anlıyoruz.

Maalesef eldeki imkanlarla insanların tatil falan yapması imkansız. Türkiye yabancılar için ucuz tatil yeri olmaktan öteye gidemez bu şartlarla.

Senin neyine deniz meniz; hadi eve deyip arabaya atlayıp evin yolunu tutuyorum. Bıdık efendi bu karardan pek memnun kalmış olacak ki ; başlıyor benim elimi yalamaya. Bu hayvanlar tarafından minnet göstergesinin bir dışa vurumu oluyor bu arada.

Erken geleceğim diye kedim Pertev ‘ i evde kalması konusunda ikna etmiş olsam da ; geldiğim saat ona karşı mahçup olduğumun göstergesiydi. Yine de ufaklık çok surat yapmadı Allah’ tan.

Nihayetinde kötü geçen bir gün değil mi; bu kadar da abartmanın alemi ne! Milletin ne sıkıntıları var; bizim yakındığımız sorunlara bak! İnsan bunu dile getirmeye utanır be!

İnsanlar nankördür zaten; bir de kedilere derler nankör diye. Yalannnn! Hem de yalanın dik alası; kainatın en büyük nankörüdür insanoğlu. Çünkü hiç bir şekilde memnun edemezsin onu. Ayağı çıplaktır; keşke ayakkabım olsa der; ayakkabısı olsa, keşke deri olsa der; hakiki deri ayakkabı giyer, keşke kösele olsa der; kösele ayakkabısı ayağında olsa; bu sefer de İtalyan stili kösele ayakkabı olsa der. Yani bu istemenin sonu yok; o yüzden en nankördür insanoğlu.

Çok susadım! Offff! Buzdolabının kapağını açınca o yüze vuran soğuk ne iyi geldi valla! Bu yaz mevsiminde sadece karpuz yenir.

O kadar çok hararet basmış ki karpuzu nerdeyse bütün götüreceğim. Neyse! Aldım bıçağı, abandım karpuza… O ne! Büsbütün kelek bu. Karpuzcunun kulağını bayağı bir çınlattıktan sonra kelek melek yiyelim bari diyecek oldum da; yok olmuyor. Doğruca sahibine fişi ile iade olunmak üzere tekrar dolaba koydum.

Kavun da var deyip ona sarıldım. Allah’ tan o sağlam çıktı da günü kurtarmış olduk.

Soğuk soğuk buz gibi götürdüm valla kavunu. Sonradan uzandım yatağa ki uzanmamla sivrisinek ordusu öncü kuvvetlerini gönderdi üzerime. Yani bizde de öyle kolay kolay teslim olacak değiliz herhalde. Sonuç olarak iki tarafta bayağı bir hasar verdi.

Evrende ne kadar lanet var beni mi bulur yahu ? Anlamam ki! Hiç mi bir iş hayırlı gitmez.

Velhasıl olacak gibi değil; uyunmuyor. Ben de kalktım tv’ yi açtım. Baktım kanalın birinde bilmem kaç kez şunu oku şu olsun, bu kadar okursan bu olsun deyince kafamda bir dünya deli sorularla o kanalı da geçtim.

İyisi mı en iyisi televizyonu kapatalım bir kitap okuyayım madem uykum yok; kitabı elime almamla dalmam bir olmuş. Gözümü bıdığın benim ayağımı yalayan diliyle uyandım. Mübarek çalar saat gibi; hep aynı saatte beni kaldırıp yalıyor.

Yok! Bu miskinlik bana yakışmaz deyip doğruca buz gibi bir duşun ardindan sabah koşusu için kendimi dışarı atıyorum. Eyvahhh! O da ne! Dizim kilitlendi; sol dizim de menisküs yırtığı vardı çünkü.

O vaziyette duramayacağıma göre doğruca acile attım kendimi. Dedim beni kurtarın. Sağ olsunlar onlar da hemen yardımcı olup gereğini anlık olarak ta yapsalar da, sıkıntı halen devam ediyor.

Ruh halim bom bok vaziyette kendimi kandırıyorum ve polyannacılık oynuyorum. Ruh bile aldanmıyor artık; sen neyin kafasını yaşıyorsun diye trip atıyor bana.

Uyumak ve her şeyi unutmak en iyi çözüm; yat! Uyu! Yat! Uyu! Yat! Uyu! Ama bunlar sadece devekuşunun kafasını kuma gömmesinden farksız. İnsanlar sorunları ile problemleri ile yüzleşebilmeli, içine atmamalı.

Mutluluğun formülü de burada aslında; önce kendin mutlu ol ki çevreni de mutlu edesin. Yoksa çevrendeki enerjiyi de düşürür; sadece kendini değil çevreni de mutsuz edersin. Şu bir gerçek ki mutluluğunuza kim engel oluyorsa silkeleyin onları: düşsün yakanızdan.

 

 

 

 

 

 

 

İlginizi çekebilir

HÜKUMET KURULUNCA:

HÜKUMET KURULUNCA:

Kavacık Mah. Fatih Sultan Mehmet Cad. Tonoğlu Plaza No: 3/4 - +90 532 387 73 79 - BEYKOZ - İSTANBUL

Tema Tasarım | AnatoliaWeb