GÜLMEK SOLUP ALIP VERMEKTİR
Gülmek düşüncenin kardeşidir.
Mizah, en keskin zekaların ürünü ise, bunlara gülebilmek de bir zeka göstergesidir.
Gülmek öylesine bir eylem değil bazen manifesto, bazen tutku, bazen ayrışma (neye gülüp gülmediğine göre taraf olduğun), bazen tek çıkış yolu, bazen uygarlık ( gülüp geçebilene),uzun bir liste olabilir GÜLME.
“Bir insanın nasıl güldüğünden terbiyesini, neye güldüğünden ise zekâsını ve seviyesini anlarsınız.” diyor Mevlânâ.
“Güler yüzlü olmayan bir kişi, dükkân açmamalıdır.” diyor Konfüçyüs
“Bir insanın nasıl güldüğünden terbiyesini, neye güldüğünden ise zekâsını ve seviyesini anlarsınız.” diyor Mevlânâ.
Friedrich Nietzsche, “İnsan dünyada o kadar ıstırap çeker ki, bütün canlı yaratıklar arasında yalnız o gülmeyi icat etmek zorunda kalmıştır.”
“Her an gülümse, boş ver ne düşündüğünü bilmesinler. Ve her şeye rağmen patlat bir kahkaha, bırak neden güldüğünü merak etsinler.”
“Öyle güzel gülmelisin ki, İnsanlar seni ağlatmaya utanmalı.”
“Hiçbir zaman gülümsemekten vazgeçme, üzgün olduğunda bile. Gülümsemene kimin, ne zaman âşık olacağını bilemezsin.”
Schiller’in; “insan ancak oyun oynadığı zaman tam anlamıyla insandır”
Muhtemelen ilk alet yapan, ilk mağara resmi çizen insan da gülüyordu. Çünkü soluk almak ve vermektir gülmek aynı zamanda.