GÖKHAN TANERİ VURAL
BASIN BİLDİRİSİ
BEYKOZ’UN HAYATINA RENK KATMAYA DEVAM EDECEĞİM.
Geçtiğimiz Pazar günü Beykoz Vakfı olağan kongresi yapıldı. Yaklaşık 14 senedir başkanlığını yapan Şaban Tören’in karşısında demokratik hakkımı kullanarak aday oldum. Kibarca, nazikçe kuruluş amaçlarının içerisinde belirtildiği gibi “bir arada yaşamanın gerekliliklerini yerine getirmek, Beykoz’un doğal, tarihi ve kültürel değerlerini korumak, bir üst düzeye taşıyabilmek için çabalarımızı, olanaklarımızı, yeteneklerimizi birleştirmek” İçin kurucular kurulundan yetki istedim. Beykoz Vakfının yıllardır süregelen çalışmaların yetersizliği ve bu durumun düzelmesi konusunda üyeleri tarafından ümitlerin kesildiği bir yapıdan Beykozlulara daha çok hizmet edebilecek bir duruma taşımayı hedefledim. Ümitsizliğin göstergesi kongreye katılım sayısıdır. Bildiğim kadarı ile 470 üyesi bulunan Beykoz Vakfının sadece 88 üyesinin hazirun cetvelinde imzası vardı. Daha da kötüsü yapılan usulsüzlükler ve özellikle Başkanın yersiz uzun konuşması sebebi ile oylamaya sadece 49 üye katıldı. Usulsüzlükler demişken hemen yazayım; divan tarafından sadece benim listemin olduğu pusulalar teslim alınmış ve içeriği okunmaya çalışılırken, divan başkanının ve üyelerinin izni olmadan, bulunmadıkları başka bir salonda oylama başlamıştır. Uyarılarımıza rağmen oylama yapılan alana, divan başkanı ve üyeleri geç intikal etmişlerdir. Ayrıca yasa gereği oylama gizli, tasnifi açık yapılması gerekirken oylama yapılacak kapalı bir alan bulunmadığı gibi oy pusulaları zarf kullanılmadan sandığa atılmıştır. Divan tarafından elimden alınan oy pusulalarım oylamanın yapıldığı diğer salondaki sandık yanına konulduğunda oylama neredeyse bitmek üzere idi. Yaptığım uyarılar dikkate alınmayınca yazılı olarak divan başkanlığına itirazlarımı bildirdim. Gerekli yasal girişimleri de yapacağım. Bu kongre ve oylama iptal edilerek yeniden yapılmasını sağlayacağım. O zaman kaç üyenin geleceğini ve sonucunun ne olacağını tüm Beykozlular görecektir. Çünkü o kongrede oylama imza karşılığı olacak ve kapalı bir bölümde oylar zarf içine konulacak. Oyların kime verildiği belli olmadan sandığa girdiğinde demokrasiye olan inancımız ortaya çıkacak.
İnanılmaz olan, sosyal demokrat olduğunu iddia eden hatta solcuyum diyerek demokrasi nutukları çekenler bildiğimiz sandık yolsuzluğu yapmışlardır. Bütün bu olanlara sessiz kalanlar da bu yolsuzluğa ortak olmuşlardır. Neyse ki yapılan haksızlığı herkes gördü ve esefle karşıladılar. Bu ve benzeri eylemlerin olacağını tahmin eden ve yıllardır buna benzer olaylar yaşayan vakıf üyeleri Beykoz Vakfı ile ilgili ümitlerini kesmişlerdir. Anlayamadığım neden katılmış olmalarına rağmen 39 üyemiz oy kullanmadan gittiler. İşte bu ümidi yeniden yaratacak, Beykoz’un ve Beykozluların gururla toplanacağı yerin Beykoz Vakfı olmasını mutlaka sağlayacağım.
Vakıf başkanı o kadar alışmış ki yerine, konuşmasında benim uzun süre başkanlık yapamayacağımı söylemişti. Buradan açıkça yazıyorum; Zaten uzun yıllar başkanlık yapmayacağım. Bir veya iki dönem sonra yerime mutlaka kendimden daha genç bir BEYKOZLU geçmesine çalışacağım. Sonrasında da hep destekleyeceğim. Adı BEYKOZ olan bu kurumu Beykozluların iftihar edeceği bir kurum haline mutlaka gelecektir.
ADİCE İTİBARSILAŞTIRMA ÇABASINDAKİ ŞUURSUZ BASIN KURULUŞU VE MENSUBU
Beykoz Vakfı Kongresi ile ilgili internet sitesinden yayınladığı haber ile sahsıma doğrudan ithamlarda bulunan ve hakaret eden Dost Beykoz Gazetesini kınıyorum. Demokratik hakkımı kullanarak, 11 yıl genel sekreterliğini yapmış olduğum kurumun yönetimine aday olmak bir utanç değildir. Beykoz Vakfının yönetimine layık gördüğüm dostlarım hakkında onları da rencide edecek haber içeriği yazmak ahlaksılıktır.
Kongreye katılanlar tarafından adaylığım şaka sanıldı cümlenizdeki genelleme tamamen asılsızdır. Sadece bir kişi tarafından söz atılmış olup o da sizin eski genel yayın koordinatörünüzdür. Yani amacı sizinki ile tamamen aynıdır.
Her yere aday olur cümlenizdeki yönlendirme çabanız beyhudedir. Çünkü bu ilçede sizi takip eden insandan çok daha fazla kişi geçtiğimiz yerel seçimlerde belediye başkan adayı olmamı istediler, bu genel seçimlerde milletvekili adayı olmamı istediler. Fakat her ikisine de aday olmadım. Her yere aday cümleniz de aynı itibarsızlaştırmanın bir parçasıdır. Bu sahte demokrasi oyununu bozmaya her zaman adayım.
Açıkça yazıyorum: Bu ilçede herkes yaptığı işi bu ilçede yaşayanların yararına yapmalıdır. Yıllardır asılsız haber ve yayınlar ile halkı manipüle etmeye çalışan, artık yandaş bile diyemediğimiz kerameti kendinden menkul DOST BEYKOZ GAZETESİ ve asosyal muhabiri FERDİ GÜNGÖR. Sizin yazı diye yazdıklarınız, gazete diye yaptığınız itibarsızlaştırma işleriniz basın tarihimizin yüz karalarından biridir. Daha önceleri iktidar partisine lehine yönlendirme yapabilmek için çabalardınız, son yıllarda onu da beceremediğiniz gibi siz kim ödeme yaparsa ona da aynı yönlendirmeyi yaparsınız. Hatta kişisel bir takım hesaplarınız doğrultusunda bazen menfaatlerinizi arttırmak, bazen de arsızlık yapmak için bir tehdit unsuru olarak kullanırsınız gazetenizi. Bu çabalarınız beyhudedir amacınız böyle basit itibasızlaştıma haberleri ile halkı yönlendirmeye çalışmak ise, bence halk ta sizi pek önemsemiyor. Şuurunuzu yerine getirir mi bilmem ama hiçbir eksiğini bulamayacağınız bendeniz Gökhan Taneri Vural’ın kim olduğunu herkes bilir. Güneş balçıkla sıvanmaz, yaptıklarınız asla yanınızda kalmaz. Hak yemek sadece para ile kandırmak olmadığını anlamaktan acizsiniz. Üstelik sadece benim değil yaşadığınız ilçenin geleceğine de ihanet içindesiniz. Neden? Üç kişinin arasındaki özel bir tartışmayı duydunuz, paparazziler gibi koşarak gece gece haber yaptınız. Aceleden ne yazacağını da şaşırdınız, küfür etti dediniz. Beni de şahit gösterdiniz. Ben küfür yok deyince de yalanınıza ortak olmadığım için bana düşman kesildiniz. Paşam sen nereden geldiysen oraya doğru tıpış. Bu ilçede insanlar hala insan gibi yaşama derdinde. Tartışsalar da terbiyeleri vardır ve esas amacı Beykoz menfaatidir. Sizlerin bu terbiyesizliği ve yaptığınız haberler kimin menfaatinedir anlayamadım. Sonuçta Ömer Hayyam’ı anmadan olmayacak: nede olsa “bir lafa bakılır laf mı diye, bir de söyleyene bakılır adam mı diye.”
Bu basın bildirisi ile hakkımda ve Beykoz yararına olmayan haber ve yazı yazan Dost Beykoz gazetesi ve muhabiri Ferdi Güngör’e hatalarını telafi edebilmeleri için uyarıda bulunuyorum. Hatalı ve hakaret içeren Beykoz Vakfı Genel Kurulu ve şahsımla ilgili haberinizi tekzip edin, özür dileyin.
Bu ve benzeri seçim ve sandık oyunları mutlaka son bulacaktır. Özgür demokrasinin yaşadığı, adaletli bir gelecek için samimiyetle çalışanları desteklemeliyiz. İnanın hem sizin hem çocuklarımızın haktan, doğrudan ve dürüstlükten yana çok ihtiyacı olacak. Her şey daha iyi ve daha güzel bir BEYKOZ da yaşayabilmek için.
26 Mart 2015
Gökhan Taneri VURAL
www.gokhanvural.com