Ana Sayfa Köşe Yazarları 5.07.2022 1199 Görüntüleme

ERGENZEDE

Evli olan bireylerimiz çok iyi bilirler ki; çocuk yetiştirme konusunda sınavdan geçer not alabilmeleri için ergenle mücadele sanatını bilmeleri gerekmektedir. Bu dersten sınavdan kalırsanız biliniz ki bunun telafi sınavları daha da zordur. Çünkü ilk sınavı başarısız olanların işi tabiri caizse “bok’a”sardığı için durumu kotarmak ve telafi sınavından geçmeleri daha da zor hale gelmektedir.

Evlilik ne kadar zor bir kurumsa çocuk yetiştirmek daha da zor, hele birde ergenle mücadele de psikolojik olarak çocuğunuzla iletişim kurabilmek, onu anlayabilmek; ürkütmeden, kırmadan, dağıtmadan ona yaklaşmanın ve ortak frekans yollarını keşfetmeniz gerekmektedir. Bu da Ali Baba’ nın kırk haramilere ait hazinesini bulma kadar zahmetli bir iştir.

Ergenlik çağındaki bireyler öncelikle çocuk olmadıklarını aileye ispat etme mücadelesini verirler. Bu mücadele esnasında farklı farklı olaylarda kendi fikirlerini empoze etmeye çalışmak, karşındakinin fikrinin çağdışı veya yanlış olduğunu dile getirmeye çalışmak; bu esnada ise kırıcı , yaralıyıcı hareketlerini ise hiç fark etmezler. Aile içinde otoritesini kabul ettirme çabası içine girerken verdiği savaşta onarılmaz yaralar açtığının farkında değillerdir çoğu zaman.

Anne ve babaya düşen bu konuda öncelikle sabırlı ve itidalli olmalarıdır. Hele bu dönemde aynı anda birden fazla ergen varsa evde; işte o zaman işleri daha da zordur ailenin. İnsan düşünen bir varlıktır. O yüzden düşünmeye başlayan; ailesinin dışında da bir hayat olduğunu keşfeden çocuk, hem okulda hem de arkadaş çevresinde öğrendiği bilgilerle ailesine artık “ Ben büyüdüm” çabası içine girer. Ergenlik çağındaki bu fikir ve kültür çatışmasında yapacağınız en kötü hamlenin aile içindeki otoritenizin sarsılmaya başladığı korkusu ile baskıcı, ezici ve kendi hakimiyetinizi kabul ettirme çabası içine gireceğinizi unutmayın.

Ergenler bağımsızlık arayışındadır. Kendi seçimlerini yapmak, kendi yaşamını düzenlemek ve bunu da kendi başına yapmak isterler. “Annem babam her şeyi bilir” düşüncesinin yerini yavaş yavaş, “annem babam nereden bilecek, onların dönemi geçmişte kalmış, ben onlardan daha iyi bilirim” düşüncesi alır.

Bağımsızlığa gereksinim duyan genç için ev, çoğu zaman anlaşmazlığın ve çatışmaların ortaya çıktığı bir yer olarak görülmeye başlar. Ergen, bağımsızlık arayışında davranışları ile şunu söylemektedir ‘’ Ben sizden farklıyım, bunu göstermek istiyorum, sizin olmamı istediğiniz kişi değil, kendi istediğim kişi olmak istiyorum”. Yaşadıklarını anlamak ve kendilerini dinlemek için yalnız kalma gereksinimleri vardır.

Her ergende hemen hemen görülen bir davranış biçimi olan mahremiyetini ilan edip odasına izin almadan girilmemesi gerektiği uyarısı sizi kırmasın; bu şekilde evde bir statüsünün olduğunu kabul ettirme çabası içindedir ki; şiddet içeren tepki göstermeniz halinde çocuğunuz ile aranızdaki uçurumun daha da açılacağını bilmeniz gerekmektedir.

Farklı farklı taleplerle anne ve babayı bunaltan genç ergenler bu davranışlarını farklı farklı biçimde göstermektedirler. Bunlardan bazıları;

– Ayrı eve taşınmak istiyorum.

– Odama izinsiz girmenizi ve eşyalarımı karıştırmanızı istemiyorum.

– Arkadaş I phone bilmem ne almış; ben de onun üst modelini istiyorum.

– Ben evlenicem bununla,; engel olmaya çalışırsanız yüzümü dahi göremezsiniz.

Bunları listeler halinde yazmak gereksiz; zaten sıkıntı ile uğraşan anne ve baba aşağı yukarı hepsini bilmekte. Önemli olan bununla nasıl mücadele edileceği. Bu konuda sınıfı geçen ve diploma almaya hak eden aileler gelecekte çocukları ile sıcak ilişki kurarken, sınıfta kalanlar ise maalesef ileride de bunun acısını çekmeye devam etmekte ve bu tür aile ile çocuk arasında her daim bir iletişim kopukluğu ve sıcaklık eksikliği hissedilmektedir.

Sezen Aksu’nun “Küçüğüm” parçasının sözlerinde dile getirildiği gibi onlar ne kadar “ Büyüdüm” deyip bunu savaşını verseler de , onlar hep bizim küçük çocuğumuz olarak kalacak; ama incitmeden, kırmadan. Çünkü onlar bizim kanımız, canımız, varlık ve yaşama sebebimiz.

Küçüğüm, daha çok küçüğüm

Bu yüzden bütün hatalarım

Öğünmem bu yüzden

Bu yüzden kendimi özel, önemli zannetmem

Küçüğüm, daha çok küçüğüm

Bu yüzden bütün saçmalamam

Yenilmem bu yüzden

Bu yüzden kendime hâlâ güvensizliğim

Ne kadar az yol almışım, ne kadar az

Yolun başındaymışım meğer

Elimde yalandan, kocaman, rengârenk

Geçici oyuncak zaferler

Ne kadar az yol almışım, ne kadar az

Yolun başındaymışım meğer

Elimde yalandan, kocaman, rengârenk

Geçici oyuncak zaferler

Küçüğüm, daha çok küçüğüm

Bu yüzden bütün korkularım

Gururum bu yüzden

Bu yüzden çocuk gibi korunmasızlığım

Küçüğüm, daha çok küçüğüm

Bu yüzden sonsuz endişem

Savunmam bu yüzden

Bu yüzden bir küçük iz…

 

 

 

 

Kavacık Mah. Fatih Sultan Mehmet Cad. Tonoğlu Plaza No: 3/4 - +90 532 387 73 79 - BEYKOZ - İSTANBUL

Tema Tasarım | AnatoliaWeb