Ana Sayfa Köşe Yazarları 6.04.2021 3768 Görüntüleme

BU İŞİN YARINI DA VAR

Bugünkü yazımın konusunu anne ve babalarımıza ayırmak istedim. Hani küçükken yemeyip yediren, giymeyip giydiren, hasta olduğumuz vakit sabahlara kadar başımızdan ayrılmayıp, hayatta bizim ilk rol modelimiz olan anne ve babalarımızdan bahsediyorum.  İnsanoğlu hiç yaşlanmayacağını zannederek tüketir ömrünü. Yeri geldiğinde ne sağlığımızın , ne de fedakar anne ve babalarımızın kıymetini biliriz. Hani bir atasözü vardır; keser döner sap döner, gün gelir hesap tersine döner. İşte hesap tersine döndüğü vakit aklımız başımıza gelir. Gelir gelir de lakin bu sefer tren kaçmış olur. Şöyle bir kafa yoranınız mutlaka olmuştur.

-Çocuğun doğumunu dün gibi hatırlıyorum.
-Vay be! Askerliği yapalı 25 sene mi olmuş.
-İşe girdiğim gün bu emeklilik gelmez valla derdim. Şaka gibi ama emekli oluyorum.

Buna benzer bir dünya sorular insanın kafasını meşgul etmeye başladığı zaman aklımız başımıza gelmiş ve ayaklarımız yere değmeye başlamıştır. Ayakları henüz yere değmemiş ve kendini bulutların üstünde gören ergenler ise yaşlılarla konuşurken sohbet ederken kırılmadık pot bırakmazlar. Düşünsenize bayramda seyranda anne ve babasını aramayan, aylarca telefon etmeyen, hasta veya bakıma muhtaç olduğunda yanında olacağına bin bir bahane uydurup sıvışmanın çarelerini arayan, çocuk gibi azarlayan evlat sahibi olduğunuzu. Düşünmesi bile kötü değil mi? Ama çevremizde bu örneklerden niceleri var. Bir de arayıp pot üstüne pot kıran tiplerimiz vardır. Çocuk annesini arayacak ta ne konuşacak. Aslında anne ve babanın onun sesini bile duyduğunda ona yaşama sevinci verdiğini bilmez bile. İlla ki önemli bir şey söylemek için aranmaz ki anne ve baba. Çocuk anneyi arar:

-Anne naber? İyisin değil mi?
-Biri mi öldü oğlum memlekette?
-Nerden bildin,?
-E hep biri öldüğünde arıyorsun da o yüzden.
-Anne kim ölmüş biliyormusun?
-Anne içinden “ Ya bu çocuk ta sanki müjde verir gibi ölüm haberi veriyor. “
-Hani şu …… var ya. O ölmüş.(Sırıtarak)
-Ayyy! Ciddi mi? Hastada değildi ki!                   ( Anne Ağlamaya başlar)
-Benim ahretliğimdi o. Hiç iyi söylemedin oğul.

 

Anne içinden geçirdiği ama dile getirip de söyleyemediklerinin oğlunun canını sıkmasından korkar. Düşünür ki oğul koştura koştura ciğerimi yakan ölüm haberlerini verse de olsun varsın; yeter ki arasın da bir sesini, nefesini duyayım der. Aslında içinde kopan fırtına ona o acı sonun kendileri içinde yaklaştığını; o kaçınılmaz son geldiğinde artık evlatlarından ebediyen ayrılacağını, onların sesini duyamayacağını düşünmektedir. Ergenler veya henüz ayakları yere basmamış olanlar çam devirmeye devam etmeye devam etsinler. Bir gün ölüm hepimizin kapısını çalacak maalesef. O yüzden empati yapıp yaşlılarımızın hassas olduğu konularda daha duyarlı olmak zorundayız. Bana ne diyenlere sözüm şudur ki; ne ekersen onu biçersin.

Ne demişler” Biçtiğini beğenmiyorsan ektiğine bakacaksın”

Ahmet Muhip Dranas’da bu konuyu kafamıza şu dizelerle kazımış.

 

Uzaktadır herşey; gökyüzü, deniz.

Her an peşimizden koşan gölgemiz,

 

Özlenen limanlar, yanan yıldızlar.

Uzaktadır herşey; anneler, kızlar…

 

Uzaktadır herşey; hep, yalnız ölüm…

Her yerde, her an yakınımız ölüm.

 

 

 

 

Kavacık Mah. Fatih Sultan Mehmet Cad. Tonoğlu Plaza No: 3/4 - +90 532 387 73 79 - BEYKOZ - İSTANBUL

Tema Tasarım | AnatoliaWeb