Büyükada’daki faytonlarda kullanılmak üzere İstanbul’a getirilen ancak karantina nedeniyle Ada’ya girişi yasak olan 220 at, Beykoz’daki bir arazide 2 aydır bekletiliyor. Yük Hayvanlarını Koruma ve Kurtarma Derneği Başkanı Oflaz, “Bu zulmün sorumlusu kimse gereken ceza verilsin. Günden güne resmen şeker gibi güneşin altında eriyerek ölüyorlar” dedi.
Büyükada’da faytonlarda çalıştırılmak üzere İstanbul’a getirilen 220 at, Beykoz’daki Cumhuriyet mahallesinde yaklaşık 2 aydır güneş altında bekletiliyor. 2017 Temmuz’unda görülen ‘Ruam’ hastalığı edeniyle adayı karantinaya alan İstanbul İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü atların girişlerine izin vermiyor. Hayvanseverler ise bir an evvel yetkililerin duruma çözüm bulmasını istiyor.
Yaz sıcağına maruz kalan atlar, civar köylerden artık yem alınamaması nedeniyle de yeterince beslenemiyor. Atlar için bu araziye tanker ile su taşınıyor. Öte yandan at sahibi faytoncular da bu arazide kurdukları, uygunsuz şartlardaki derme çatma iki baraka ile iki at arabasında konaklıyor. At sahipleri, atlarına zarar gelmemesi için iki aydır burada gece gündüz nöbet tutuyor.Şanlıurfalı faytoncu Gökhan Ceylan, atların her türlü sağlık kontrolünden geçirildiğini, ilgili kurumların yetkililerinin sevk raporlarını, karnelerini, çip numaralarını kendilerine verdiğini söyledi.
‘HAYVANSEVERLİK KEDİ, KÖPEK BESLEMEKLE OLMAZ’
Karantina nedeniyle atlarını Büyükada’ya sokamadıklarını anlatan Ceylan, “Büyükada’da karantina varsa, Arife Günü 209 atı niye adaya soktunuz. Onlar için yasak delindiyse, bizim için neden yasak delinmiyor? Biz de ada esnafıyız. Çalışamıyorum, para kazanamıyorum. Kazanamadığım için de bu seneki vergimi, kredi borçlarımı ödeyemedim. Mağdurum” dedi.
Ceylan, atların sağlıksız şartlarda bekletildiğini ifade ederek, “Sabah güneşini yiyor, akşam çiğ yağıyor. Sabaha kadar domuz ve çakal nöbetinde bekliyoruz. Hayvanseverler faytonları istemiyor. Hayvanseverlik, kedi, köpek beslemekle olmaz. Hayvanseversen gel benim buradaki 24 saat mücadelemi gör. Hayvansever sen misin ben miyim? Ben çoluk çocuğumun rızkını bir seneden beri bu hayvanlara yedirdim” diye konuştu.Hayvanların beslenme sorununun başladığını, ücret karşılığı tankerle su getirdiklerini, çevredeki köylerden artık yem alamadıklarını anlatan Ceylan, “Madem ‘hayvanseveriz’ diyorlar ya atların yemini, suyunu getirsinler. Büyükada’ya gitmeyi bekliyoruz. Yetkililerden bize izin vermelerini rica ediyoruz. Ben yasa dışı bir iş yapmıyorum, ekmeğimi kazanmak için çalışmam lazım. İş olarak kendime çocukluğumdan beri faytonculuğu seçmişim. Benim 3 çocuğum var, 2 tane üniversitede okuyan kardeşim var. Çalışıp onları okutuyorum” ifadelerini kullandı.
‘GÜNEŞİN, SICAĞIN, AÇLIĞIN, SUSUZLUĞUN GÖBEĞİNDE 2 AYDIR YAŞAM SAVAŞI VERİYORLAR’
Yük Hayvanlarını Koruma ve Kurtarma Derneği Başkanı Okan Oflaz da Büyükada’daki faytonlarda kullanılması amacıyla son iki ayda 500’e yakın atın İstanbul’a getirildiğini söyledi.
Bu atların 209’unun Ramazan Bayramı’nın Arife Günü Büyükada’ya sokulduğunu anlatan Oflaz, Kartal’da yakalanan 14 atın adaya sokulmasının mümkün olmadığı anlaşılınca Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın yediemin olarak aldığını, ardından sahibinin bu atları derneğe hibe ettiğini belirtti.Beykoz’daki Cumhuriyet Köyü’ndeki arazide de 2 aydır 220 civarında atın bulunduğunu aktaran Oflaz, sözlerine şöyle devam etti:
“Güneşin, sıcağın, açlığın, susuzluğun göbeğinde iki aydır yaşam savaşı veriyorlar. Karantina sebebiyle adalara alınamıyorlar. Sahipleri de atların adalara sokulmasını bekliyor. Bu süreç içinde hayvanlar burada. Atların da sahiplerinin de hali perişan. Bu işin bir sorumlusu olmalı. Bu işin, zulmün sorumlusu kimse gereken ceza verilsin. Çünkü aylardır bu hayvanlar, bu şekilde perişan. İnsanlar hayvanların arkasında perişan. Hiç bir çözüm yok. Günden güne resmen şeker gibi güneşin altında eriyerek ölüyorlar. Hala bir şey yapılmadı.”
‘BURADA ÇOK CİDDİ BİR ZULÜM VAR’
Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın Yenikapı Mitingi’ndeki “Bu atları fayton boyunduruğundan kurtaracağız. Bu zulmü durduracağız” açıklamasını hatırlatan Oflaz, “Bunun artık bir an önce uygulamaya geçmesini bekliyoruz. Çünkü yıllardır vicdanları çok rahatsız eden, yaralayan bir sürü görüntü görüyoruz. Burada çok ciddi bir zulüm var. 25 yıl yaşayan bir hayvanın ömrü, 2 yıla kadar iniyor faytonda. Bizim hiçbir hayvanın ömründen bu kadar çalmaya hakkımız yok. Bu, ne Allah katında ne vicdani ne de insani boyutta affedilir bir şey değil” dedi.
RUAM HASTALIĞI NEDİR?
Halk arasında ‘mankafa’ da denilen ‘Ruam’, genellikle tek tırnaklı hayvanlarda görülen bulaşıcı ölümcül bir hastalık. Hastalıklı hayvanlarla temasta bulunan insanlara da geçebildiği belirtiliyor.