Kısa ada ADD olan Atatürkçü Düşünce Derneği Beykoz Şubesinin düzenlediği konferansta Başkanlık Sistemi konuşuldu. Konuklar ise duayen gazeteci Ayşenur Aslan ve  İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu’ydu.

Beykoz Vakfı’nda gerçekleştirilen konferans ise İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu ve uzun yıllar medya sektörüne emek vermiş Halk TV’de program yapımcısı Gazeteci Ayşenur Arslan  konuşmacı olarak katıldı.

Programda, ADD Beykoz Şube Başkanı Mualla Sertdemir, Cumhuriyet Kadınları Derneği Beykoz Şube Başkanı Esra İspalarlı, CHP Beykoz İlçe Başkanı Mahir Taştan, Vatan Partisi Beykoz İlçe Başkanı Hakan Ekiz Meclis Üyesi Gülay Demirel, Muhtarlar ve STK temsilcileri hazır bulunurken, Beykoz basının da yakından takip ettiği konferansın moderatörlüğünü Av. Zerrin Bekar üstlendi.

Gazeteci Ayşenur Arslan, tecavüz yasasının geri çekilmesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın etkili olduğunu ve o söyleminden sonra Hükümet yetkililerinin zorda kaldığını söyledi.

Arslan,”Bu tecavüz yasasını Adalet Bakanı Bekir Bozdağ çantasından çıkarmış dört Milletvekiline vermiş. Ama ondan sonra yukarıdan fırçayı yiyince hatta o gün öyle tuhaf bir durum oldu ki Binali Yıldırım’ın partisiyle grup toplantısı var. Öğleden sonra da Ekonomi Koordinasyon Toplantısı var. Her ikisini de bıraktı öğleden sonra İstanbul’a geldi. Çünkü birden bire Bilişim Zirvesi’ne katılası geldi. Saraya verdikleri mesaj da belli ki sende beni ofsayta düşürdün arkadaş demiş. Başbakan’ın bile ayrıntısına hakim olmadığı bir gündem yaşıyoruz. Bu ülkenin Dış İşleri Bakanı acil koduyla Tahran’a gidiyor. Orada bir gün önce mesaj geliyor. Suriye konusunda birlikte hareket edelim diye. Şimdi bakıyorsunuz Amerika ile aramız iyi değil. AB ile zaten hepten bozuğuz. Putin desen askerimizi bombalıyor ertesi gün sıkıysa hesap sor. Turizm ortada, ihracat ortada.”

İstanbul Barosu Başkanı Av. Mehmet Durakoğlu, Başkanlık sistemiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın zaman zaman sert çıkışlar yaptığına değinerek başkanlık sisteminin daha önce de geldiğini söyledi.

Durakoğlu,”Ben Tayyip Erdoğan’ın o bazı cesur çıkışlarını seviyorum. Başbakan olduğu dönemde bir gün çıktı Meclis kürsüsüne ben daha çok şey yapacağım ama bu kuvvetler ayrılığı var ya bu kuvvetler ayrılığı bu ayak bağı oluyor hükümete dedi. Dünyanın her yerinde birileri Parlamenter sistemden vazgeçin, başkanlık sistemine geçmeyi önemseyebilirler. Teklif edebilirler, güçleri varsa onu yapmaya uğraşabilirler. Bunlarda bir sıkıntı yok. Yani sistem değişikliği bir ülke içerisinde konuşulabilir, savunulabilir. Biz bunları Demirel döneminde de konuştuk, Özal döneminde de konuştuk; daha da konuşacağız. Kim bilir? Ama tehlikeli olan şudur; bunu talep eden, başkanlık sistemine geçmemiz gerekiyor diyen insan eğer gerçekten kuvvetler ayrılığından rahatsızlık duyan bunu açık bir biçimiyle ortaya koyan kişi kendisine ayak bağı olarak gören bir kişi ise son derece tehlikelidir.”

Kuvvetler ayrılığının Devlet Başkanı’na bağlanması konusunun üzerinde ısrarla dikkat çeken ve herkesin buna karşı önlem alması gerektiğini savunan Baro Başkanı Av. Durakoğlu,”Bir başkanlık sisteminin kuvvetler ayrılığından bağımsız bir şekilde gerçekleşmesi çok açık bir şekilde yürütmenin, yargının, yasamanın ve yargının başkanlık sistemi içerisinde Başkan’a bağlanması anlamına geliyor. Tehlikeli olan nokta işte budur. Buna insanlarımızı uyandırmalıyız. Herkese bunu anlatmalıyız. Yargının bağımsız ve tarafsız olması gerektiğine ilişkin değerlendirmelerin sadece yargının içinde bulunan insanların sorunu olmadığını halkın sorunu olduğunu anlatmamız gerekiyor. Bizim temel sıkıntımız budur. Yargı bağımsızlığı insanca yaşamak demektir. Yargı tarafsızlığı gerçek anlamda onurluca yaşamak demektir. Bir ülkenin yurttaşları onurlu yaşamak istiyorlarsa yargısının bağımsız olması için savaşmak, mücadele vermek zorundadır. Yargı bağımsızlığı hukuk güvenliği demektir.”

Konuşmaların ardından ise soru-cevap şeklinde programa devam edildi.