Ana Sayfa Köşe Yazarları 7.08.2024 419 Görüntüleme

BU ÜLKEDE GENÇ OLMAK

En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Canımın içi demesini
Canım ağzıma geldi demesini
Kırmızı gülün alı var demesini
Nerden ince ise ordan kopsun demesini
Atın ölümü arpadan olsun demesini
Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur demesini
İnsanın insanı sömürmesi
Rezilliğin dik âlâsı demesini
Ne demesi be
gümbür gümbür gümbürdemesini becereceksin

En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil
Çünkü sen ne tarih ne coğrafya
Ne şu ne busun
Oğlum mernuş
Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun …
Bedri Rahmi Eyüboğlu

Türkiye’de erkek, kadın, ağaç, hayvan hatta tarihi yapı olmak bile zordur ama Türkiye’de genç olmak ayrı zordur. Devletin, toplumun, hemcinsinin, karşı cinsin, ailenin baskısı, tavrı, beklentisi, yetersizliği, zorbalığı, düşüncesizliği, duyarsızlığı bu zorluğun temel nedenleridir.

Başka kıtalardaki  yaşıtlarımız; “acaba hangi ülkeye tatile gitsek?” diye düşünürken, bizim, önce tatil için birkaç yıl çalışıp para biriktirmemiz sonra da vize almak için konsolosluğun kapısında nöbet tutmamız lazım.

Bir futbol maçı çıkışı rakip takım taraftarı tarafından vurulmadan, magandanın birinden sokak ortasında yumruk yemeden, şortumuz yüzünden bir sapık tarafından otobüste tekme yemeden, spor yaparken saldırıya uğramadan, otobüsten kaçırılmadan, bir sapık tarafından tacize-tecavüze uğramadan, trafikte maganda tarafından rahatsız edilmeden eve dönmek lüks bu ülkede.

Gencin zamanını iyi değerlendirebilmesi, çeşitli hobiler geliştirebilmesi, kültürel bilinç, spor ve sanat anlayışı geliştirebilmesi, eğlenmesi, yaratıcılığını açığa çıkarabilmesi, para kazanıp kariyer yapabilmesi için pek çok desteğe ihtiyacı vardır; ailevi destek, maddi-manevi destek, sosyal destek… bu destekler olmadığı gibi her yer köstek doludur.

İyi bir gelecek için, rahat bir yaşam sürmek için iyi bir eğitim almak isteyen Türk gencinin karşısına sürekli değişen, yetersiz eğitim sistemi, katkısı olmayan okullar, zor sınavlar çıkar.

3.8 milyona ulaşan işsizler ordusunun sürekli büyümesi her dört Türk gencinden birini işsiz bırakmakta. Özel sektörün acımasızlığı, kamuya girmenin zorluğu, torpilin yaygınlığı, gence kendini geliştirme fırsatı verilmemesi hiç yokmuş gibidir.

Erkeklerin, 500 bin yıllık ailesinin devamı için, kızların ise evde kalma dedikodusu yüzünden evlen baskısı görmesi.

Erkeklerin, zengin ve yakışıklı olmaması, kızların ise güzel ve çekici olmaması duygusal ilişkilerde geri planda olmaları demektir.

Erkeğin saçı, küpesi, babet çorabı, pantolon rengi, kızların ise eteği, taytı, makyajı sürekli eleştiri konusudur.

Türk genci, inanç ve cinsel kimlik konusunda da ne özgür ne de rahattır. Yargılamak, eleştirmek, dışlamak, hesap sormak üzere pusuya yatan ahlâk bekçileri vardır.

Gençler, kendi kararını veremeyen, özgüveni düşük, her alanda ailesine bağlı, yarım birey olarak yetiştirilir. bu durumun bedeli iş hayatına girince, evlenince fazlasıyla ödenir.
Bir zamanlar Bedri Rahmi ve şimdi bir gencin ağzından….

İlginizi çekebilir

ISTAKOZUN STRESİ

ISTAKOZUN STRESİ

Kavacık Mah. Fatih Sultan Mehmet Cad. Tonoğlu Plaza No: 3/4 - +90 532 387 73 79 - BEYKOZ - İSTANBUL

Tema Tasarım | AnatoliaWeb