Ana Sayfa Köşe Yazarları 6.02.2023 1078 Görüntüleme

DEPREM YİNE KAPIYI ÇALINCA

Maalesef güne yine deprem gerçeği ile yüzleşerek kalkınca herkeste suratlar düştü, moraller dibe vurdu; kimi yakınını, kimi arkadaşını dostunu, kimi çoluğunu çocuğunu, eşini kaybetti ya da enkaz altında kurtarılmasını beklemek zorunda kaldı.

Böyle zamanlarda ülke olarak tek vücut oluruz; buna diyeceğim bir şey yok da; neden bu depremlerin önüne bir türlü geçmeyi beceremeyiz. Lafım tabii ki her müteahhit için veya her yapı denetim firmaları için olmasa da rantın çok yüksek olduğu bu konut sektöründe işini layıkıyla yapmayanların cezasını masum vatandaşlar çekmektedir.

Yapı Denetimi uygulama yönetmeliğine göre Genel kural olarak yapılaşmalar imar planları ve ruhsata uygun olmak zorunda olup bu hususun denetimi idareye aittir. Ancak idare bu yükü özel sektörle işbirliği içerisinde üstleniyor olup, yapı denetimin uygulama bulduğu alanlarda idareye karşı olan fenni mesuliyet Yapı Denetim Kuruluşlarına ait olduğu görülmektedir. Hal böyle iken elin ejnebisinin depreminde, yıkılan bina sayısı çok düşük, hayatını kaybedenlerinde aynı şekilde depremin büyüklüğü dikkate alındığında çok düşük olmasını göz önüne alırsak bizim tarafımızdan ortada yanlış giden bir şeyler olduğu şu götürmez bir gerçektir.

Geçen gün 10 vilayetimizi doğrudan etkileyen ve yıkıma sebep veren bu iki büyük depremde özelikle adı “ Rezidans “ olmasına rağmen, rezidans değil de birer kumdan kale olan çürük yapıları vatandaşlara trilyonlar çekip pazarlama ve reklam konusunda hiç birine laf söyleyemeyeceğimiz firmalar aynı özeni inşaatın yapım kalitesinde gösteremeyerek sınıfta kalmışlardır.

Deprem öldürmez, çürük yapılar ve bu çürük yapıları vatandaşlara sanki villa satıyormuş edasında pazarlayanlar ile yapı denetim ruhsatı alıp bu işi layıkıyla yapmayanlar öldürür. Peki bu ölen, sakat kalan, yetim öksüz kalanını vebali ne olacak? Bu vatandaşlarımız kafanızı yastığa koyduğunuz da gözünüzün önüne gelmeyecek mi? Nasıl yaşayacaksınız bu ölüme sebebiyet vermenizle?

Sağda solda bu işde mürekkep yalamış, okumuş bir dünya profesör, deprem uzmanı gelen faciayı dillendirmesine, yapıların kuvvetlendirilmesi, çürük yapıları tespitinin yapılarak derhal yıkılması ve yenilerinin yapılması ve özellikle depremin yıkıp vuracağı aktif fay hatları üzerinde yapılaşmaya izin verilmemesi gerektiği uyarıları ne yazık ki ya kulak arkası edildi, ya da gevşek davranıldı.

Bu saatten sonra ne söylesek boş. Bu depremin yaraları bir şekilde milletimizin bu durumlarda kenetlemesinin verdiği özveri ile sarılır ve iki gün sonra yine aynı vurdumduymazlığa devam ederiz.

Yunus’un da dediği gibi:

“Bir garip ölmüş diyeler

Üç günden sonra duyalar

Soğuk su ile yuyalar

Şöyle garip bencileyin” diyerek sanki bu afette hayatını kaybedenlerin dili olmuş. Bu dünyaya garip geldim garip gidiyorum.

 

Kavacık Mah. Fatih Sultan Mehmet Cad. Tonoğlu Plaza No: 3/4 - +90 532 387 73 79 - BEYKOZ - İSTANBUL

Tema Tasarım | AnatoliaWeb