Aynı zarfın içinde dört oy pusulasından biri olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı oyları iptal edilince seçim tekrarlandı. Fark 13 bin oy iken 800 bin oya çıktı. Oy kullanma yaşına bile gelmemiş bir çocuk Ekrem İmamoğlu otobüsle geçerken eline sarılıp “Her şey Çok Güzel Olacak” demesiyle sloganlaştı. Sadece İstanbullu seçmen değil ülke genelinde iktidardan memnun olmayan seçmenin umudu arttı. Üç yılı aşkın İBB başkanı olan İmamoğlu söz verdiği gibi her şey çok güzel oldu mu? Yoksa olmadı mı?

Yapılan büyük bir haksızlık karşısında toplumun duyarlılığı artınca aradaki oy farkı da arttı. Ancak beklentiler çok fazla ve karşılıklar yeterli olmamış gibi görünüyor. İktisat biliminin kısa açıklaması şöyle; sınırlı kaynaklarla sınırsız talepleri karşılamak. Koalisyon ortaklıklarını saymaz isek 50 yılı aşkındır, sayar isek 20 yıldır iktidar olmamış bir siyasi görüş hiç değilse ülkenin en büyük şehirlerinde yerel iktidar olunca beklentiler de en üst düzeyde oluyor. Müdür olmak isteyenler park bahçelerde düz işçi, ihaleye girmek isteyenlere önceki yönetimlerden devam eden komisyon üyelerince red cevapları, siyasi görüşün tanımadığı yeni yöneticiler, meclis çoğunluğu bahane edilerek yapılamayan projeler, beklentilerini az da olsa karşılayamayan geniş bir kitle.

Yerel seçim sonrası Cumhurbaşkanlığı adaylığı abartılı bir yakıştırma gibi görünse de, geçen üç sene içerisinde her şeyin çok da güzel olmadığı sızlanmaları artsa da, millet ittifakının yüksek ihtimalle adayı Sayın Kılıçdaroğlu iken birden siyasi yasak kararı ile parlayan yıldız Sayın İmamoğlu oldu.

Aslında biraz hafızalarımızı zorlayınca benzer bir süreçten geçen Sayın Erdoğan’ın, geçtiğimiz aylarda göreve yeni atanan ABD Büyükelçisinin ülkemize gelir gelmez ilk iş İBB Başkanını ziyaret etmesi karşısında ne tepki verdiği merak konusu oldu. TRT Haber Programcısı Sayın Banu Avar’ın bir röportajından anımsadığım; Başbakan Rahmetli Erbakan olduğu dönemde ABD heyetinin ısrarla başbakanla değil de o dönem ki İBB Başkanı Sayın Erdoğan’la görüşmeleri gelecekte olacakların bir işareti olarak görülmüştü. Bu tür benzerlikler fazlasıyla Sayın Ekrem İmamoğlu’nun geleceği konusunda işaretler olarak da görülüyor.

Tahammüllerin aksine yargı süreci çok hızlı işleyerek siyasi yasak kararı kesinleşir ve birkaç ay da cezaevinde kalırsa İmamoğlu, dejavu gibi bir durum ortaya çıkacağı kesin gözü ile bakılabilir. Tabi doğru zamanda doğru yerde olan Sayın Akşener’in de her ne kadar başbakan olmak istemesine rağmen Cumhurbaşkanı adayı olması yönünde ki algı hızla artmakta olduğu görülüyor.

Siyasi öngörüler başlığında daha önce de yazılar yazmıştım, bu yazı da siyasi bir öngörü oldu. Hep birlikte yaşayarak göreceğiz. Her şey çok güzel olmasa da olacağını düşünmek bile kitleleri hareketlendirir. 2023 yılı hareketli geçecek gibi görünüyor. Yeni yılınız kutlu, siyasi görüşü ne olursa olsun milletim için her şey güzel olsun.

16 Aralık 2022

Gökhan Taneri VURAL