Ana Sayfa Köşe Yazarları 11.09.2022 1036 Görüntüleme

BU DÜNYADA NE OLMAYACAKSIN

Yazı başlığına bakan hemen herkeste bir fikir uyandığına eminim. Şu dünyada genci yaşlısı herkesin az çok bir hayat tecrübesinin mevcut olduğunu düşünürsek bu dediğime sizde eminim hak vereceksiniz. Lakin hayat tecrübesinin de insanlara iyi veya kötü hatıralar bıraktırdığı  su götürmez bir aşikar.

Yolda çevirdiğinizde her bir vatandaşa bu soruyu sorsak eminim her birinin ağzından çıkan hikayelerle sayfalar dolusu yazı çıkarırız. Bu sayfa dolusu hikayelerden bir kısmına isterseniz ucundan köşesinden bir bakalım.

Bu dünyada ne mi olmayacaksın? Tabi ki “ Sessiz” olmayacaksın . “Sessiz atın çiftesi pek olur” dense de; bu istisna i durumu saymazsak hayata dair tecrübeler bunun tam tersini gösteriyor. Sessiz olanın her daim gırtlağına çökerler; bu ya arkadaş olur, akraba olur ama sonuçta olur.

Bu dünyada birde efendi olmayacaksın. Efendi olmak sadece ve sadece çevrende olan zatı muhteremlerce sana verilen güzel bir etiket olsa da sonunda bu efendiliğin yol su elektrik olarak geri döneceğini bilmen gerek. Bu güzel erdemi istismar edenlerce efendi olduğuna pişman ederler seni.

Bu dünyada ne mi olmayacaksın. Kesinlikle ve kesinlikle “ mülayim “ olmayacaksın. Aman şu üzülmesin, aman  bu üzülmesin tarzındaki yaklaşımların sadece ve sadece kendinize kaybettirdiğini bilmemiz gerek. .

Bu dünyada birde eli sıkı olmayacaksın. Dünya malı dünyada kaldığına göre bu ne hırs böyle! Çoluğunun çocuğunun geleceğini garantiye al, başını sokacak birde evin varsa ve kenarda da ne zaman ne olacağı belli olmayacağı için üç beş kuruşun varsa gerisini harca gitsin; para harcamak içindir. Bu cimrilik işini o kadar ileri götürenler var ki; daha bu güne kadar bir bardak çay bile ısmarlamayan insanlar vardır hepimizin çevresinde eminim.

Bu dünyada bir de ne olmayacaksın? “ Arkadan konuşan “ olmayacaksın. Senin yüzüne karşı “ gılı gılı “ , sonra arkandan da  kuyunu eşen tarzda ikiyüzlü, kahpe olmayacaksın. Ne söylüyorsan “ adam gibi “ yüzüne söyleyeceksin.

Bu dünyada ne olmayacaksın? Her bir şeyi bilen tayfadan gibi görünmeyeceksin. Bu kesimdeki ukala tipler kendi uzmanlık alanı dışında da egemenlik kurmaya çalışıp egoistçe davranır ve çevresine karşı ukalalık  yapıp, bilgiçlik taslar, karşısındaki kişinin fikirlerine değer vermez ve son söz sahibi hep kendisi olmak ister. Bu tiplere ne kadar boyun eğersen o kadar çok üzülürsün.

Bu dünyada ne olmayacaksın? Kadına el kaldıran olmayacaksın. Madem cennet anaların ayağı altında ise o çilekeş kadınlara el kaldırmayacak; baş üstünde tac edeceksin.

Bu dünyada birde başkalarının istediği gibi olmayacak ve davranış biçimlerini çevrene göre düzenlemeyeceksin. Ay! konu komşu ne der sonra, ay! milletin ağzına sakız oluruz sonra gibi düşüncelerle yaşantımızı kabusa çevirmemeli, kendimiz için yaşamalıyız şu iki günlük dünyada.

Bu dünyada ayrıca çevremizde ki insanlara haddinden fazla değer vermeyeceksin. Çünkü verilen o fazla değerin kıymetini bilmeyen kesimin ayarsız, pervasız davranışlarının faturası sana çıkar ve sonunda üzülen sen olursun.

Bu dünyada yukarıda değindiğim gibi cimri olmayacaksın dediysek; bunun tam zıddı olan çok da eli açık ve cömert olmayacaksın. Aksi takdirde seni dut ağacı gibi bir silkelerler ki  bu konuda doktora yapmış olanlarca,  kıçında giyecek donun kalmaz.

Ayrıca bu dünyada herşeyi herkesle konuşmayacak, boş boğazlık etmeyeceksin. Sonra orada burada konuştuğun laflar değişe değişe bakmışsın bambaşka birşey olmuş. Onu artık sen bile düzeltemez olursun.

Birde bu dünyada öyle kör kütük bağlanmayacaksın. Sonra bağlandığın kişiden beklenmedik bir darbe yersen Ringde dayak yiyen boksörden beter olursun.

Ünlü şair Can Yücel’de bu konudaki düşüncelerini şiirselleştirmiş.

BAĞLANMAYACAKSIN

Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.

“O olmazsa yaşayamam.” Demeyeceksin.

Demeyeceksin işte.

Yaşarsın çünkü.

Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.

Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.

 

Ve zaten genellikle o daha az sever seni,

Senin onu sevdiğinden.

Çok sevmezsen, çok acımazsın.

Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.

Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.

Senin değillermiş gibi davranacaksın.

Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de   korkmazsın.

Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.

Çok eşyan olmayacak mesela evinde.

Paldır küldür yürüyebileceksin.

İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,

Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.

Gökyüzünü sahipleneceksin,

Güneşi, ayı, yıldızları…

Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.

“O benim.” Diyeceksin.

Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan bir şeylerin…

Mesela gökkuşağı senin olacak.

İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait  Olacaksın.

Mesela turuncuya, ya da pembeye.

Ya da cennete ait olacaksın.

Çok sahiplenmeden, çok ait olmadan yaşayacaksın.

Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,

Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.

İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak…

Can Yücel

Kavacık Mah. Fatih Sultan Mehmet Cad. Tonoğlu Plaza No: 3/4 - +90 532 387 73 79 - BEYKOZ - İSTANBUL

Tema Tasarım | AnatoliaWeb