STOCKHOLM SENDROMU ŞÜKÜR ETME
Düşünün ki rehine alındınız, yani sadece özgürlüğünüz değil, hayatta kalma hakkınız bile gasp edildi.
Her şeyin, bir anda sizin hayatınıza dahil olmayı bırakın, kim olduğunu dahi bilmediğiniz birinin, o anlık kararı ile sonlanabileceği bir andasınız.
İşte o an;
-Size bu eziyetleri eden insana şükran duyguları besleyebilirsiniz
Nasıl mı? Şu şekilde size o an sunduğu bir bardak su bile buna sebep olabilir.
-Gördüğünüz tavrı gerçek şiddet ile eşleştirmeyebilirsiniz.
-Bu duruma mantıklı sebepler bulma kaygısı duyabilirsiniz.
-Hatta bu duruma sebep olma durumunu hissedebilirsiniz.
-Mümkün olduğu kadar şirin görünme arzusu duyabilirsiniz.
-Ve rehin alanın mağdur olduğu bakış açısını kabul etmeye hazır.
Bunların hepsi “Stockholm Sendromu” olarak ifade edilir.
Bunu gerçek hayata uzun bir sürece uyguladığınızda kim bilir nelere bu sendrom gözünde bakıp hayatınıza devam ettiğinizi sorgulayın lütfen.
Mecbur olduğunuz için yapmak zorunda olduğunuz onca şeye ilişkilendirebildiğiniz akıllıca sebepler lastik gibi uzamadı mı sizce …….
Hangisi daha önemli karar verin…..
Sebeplerın ne kadar
-Önemli olduğu mu
-Yoksa elle tutulabilir olduğu mu?
Hayır tabi ki koyduğunuz hedeflerin size ait olup olmadığıdır.
Lütfen kendi celladınıza itimat etmeyin.
Seçimlerinizin sizin hapishane memurunuz, kendi diktatörünüz BLA BLA BLA olmasına izin vermeyin.
Asla hayatın size yaptığı tehdide kanmayın, bu sadece bir illüzyon.