Ana Sayfa Köşe Yazarları 17.02.2022 1357 Görüntüleme

KARANTİNA GÜNLÜKLERİ

Çağımızın illet hastalığı Covid-19 Karadeniz gezisi sonrası bizi de buldu maalesef. Uzun soluklu bir kovalamaca sonunda bu meret aile boyu bize de musallat oldu ve Sağlık Bakanlığı’nın genelgesine göre de 7 günlük karantinaya tabi olduk. Gerçi bu hastalığı geçirmeyen kalmayacak gibi görünüyor. Bu şekilde de sanırım toplumsal bir bağışıklık sağlanıp bu hastalığa nokta koyacağız diye düşünüyorum.

Yedi günlük karantinada evde hapis vaziyette ne yapılır diye düşünüyorum da; çok fazla bir alternatif kalmıyor insana. Çünkü öncelik tabii ki sağlığımızı tekrar kazanmak olacağından, can sıkıntısını giderici çabalar ikinci planda kalıyor haliyle. Şimdi karantina günlerine bir göz atalım; ne dersiniz?

Hastanın seyir defterinden- 1. Gün:

Sabahın ilk ışıklarıyla göz açtığımda covid’li bir güne merhaba demenin alıklığı aynaya yansıyan siluetimde de rahatlıkla görünüyordu. Şiddetli bir baş ağrısı ve soba borusu gibi şişen bademcikle, boğaz ağrısı bunun pek de grip olmadığını aslında belli eder olmuştu ki; test sonucunda da yanılmadığımızı anlamış olduk.

Baş ağrısı ve boğaz ağrısı devam ede dursun;  nabız ve tansiyonun normal olduğunu da gözlemledik.  Kahvaltı ve elde yarım kalan Emile Zola’ nın  Nana adlı eserine devam etme kararı aldım ve tüm gün soluksuz kitabı okudum nerdeyse.

Hastanın seyir defterinden- 2. Gün:

Sabah her zamanki saatte kalkışın ardından hafif bir kahvaltı ile güne başlarken, nabız ve tansiyonun normal olduğunu da görüp teselli buluyoruz. Ardından vücudu yormayacak kültür fizik hareketlerini takiben dinlenme zamanına geçiliyor. Bu arada çok da izlemeye alışkın olmasam da evde olmanın verdiği boşlukla televizyona göz atıyorum.

Haber kanallarını izlerken ruhumun daraldığını hissediyorum.

“ Gece yarısından itibaren akaryakıt’a yeniden zam geliyor. Kurşunsuz benzin’ e 55 kuruş, motorine 45 kuruş, lpg’ ye de 40 kuruş zam gece yarısından itibaren yürürlüğe girecek” Çözümü televizyonu kapatmakta buluyorum tabii ki.

Hastanın seyir defterinden- 3. Gün:

Sabah yine bilindik rutin uygulamaları yapıyorum. Hastanın nabız ve kalp atışının normal olduğunu gözlemliyoruz. Tv’ de yine zapping yapmaya devam etmekten başka uğraş da olmayınca kanallarda gezinmeye devam ediyorum.

“ Elektrik faturalarında ki yüksek rakamların önüne geçmek için çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, saç kurutma makinesi gibi yüksek kw elektrik harcayan cihaz ve makineleri gece 10 ile sabah 6 arası çalıştırılabilir ve bu şekilde daha düşük fatura ödeyebilirsiniz”

“ Büyük marketler de KDV indirimi uyanıklığı. Temel Gıda maddelerinde KDV indiriminden önce büyük marketler temel gıda maddelerine yüksek oranda zam yaparak vatandaşın indirim beklentisine darbe vurdular” Beklemekten yorulan ben de çareyi televizyonu kapatmakta buldum  ve yorganı kafama çekip uyudum tekrar.

Hastanın seyir defterinden- 4. Gün:

Bugün miskinlik yapıp öğlene kadar uyumayı tercih ettim. Vitamin yüklemesi ve kültür fizik hareketlerini takiben  vücudu dinlendirmeye alarak, tv’ den uzak durarak, kitap okuyarak günü tamamladım. Televizyon izlemediğim zamanlarda nefes alış verişinin daha düzgün olduğunu da gözlemlemiş oldum.

Hastanın seyir defterinden- 5. Gün:

Hastada nabız ve kalp atışı normal seyrediyor. Kahvaltı ,  vitamin yüklemesi ve kültür fizik hareketleri sağlıklı yaşamın bir parçası olmaya devam ediyor. Ayrıca televizyondan uzak durduğum dönemde memlekette ne var ne yok deyip yine kanal kanal dolaşıyorum.

“ Giresun’ da 16 yaşındaki Sıla nişanlısı tarafından boğazı kesilerek katledildi” haberi hemen hemen her kanal da veriliyor. İnsan neye kızacağını da şaşırıyor; 16 yaşında ki okul çağındaki bir çocuğun sokaktan ve okulundan koparılıp nişanlanılmasına mı yoksa eline aldığı bıçakla korkusuzca nişanlısının boğazını kesme rahatlığına mı şaşalım. Her yer cinnet, her yer şiddet, her yer kan… 16 yaşında okula gidilir, sokakta oyun oynanılır, dans edilir, hülyalara dalıp hayal kurulur; nişanlanılmaz, ölünmez, hayattan koparılmaz. Kapat şu televizyonu diyor içimden bir ses; yoksa şu karantina günlerinde kafayı yiyeceğim.

Hastanın seyir defterinden- 6. Gün:

Karantina sürecinin sonuna yaklaşırken Covid-19′ ün vücuttaki eserinden pek birşey kalmadığı hissediliyor; baş ve boğaz ağrısı tamamen ortadan kalkıyor. Zinde bir şekilde hayata kaldığımız yerden devam etmek için hazır gibi gözüküyoruz.

Hastanın seyir defterinden- 7. Gün:

Karantina sürecinin bitiminin ardından tekrar hayata merhaba demek kadar güzel bir şey var mı? Özgürlüğün tadı bir başka gerçekten.

Bu arada içeride, mutfaktan gelen ses’ le irkiliyorum.

“ Ümit çabuk koş! Bulaşık Makinesi dışarı su verip, Error veriyor. Hemen servisi ara”

Bulaşık Makinesi Error verir de, Ümit vermez mi! Hâliyle biz de Error vermeye başladık. Makineden farklı olarak biz dışarı su vermiyoruz sadece.

Bu şekilde 7 günlük karantina sürecimizi bitirdik Allah’a şükür. Bulaşık Makinesi’ ne hala bir servis çağırmadık; bir umut belki düzelir diye bekliyoruz başında. O ise hâlâ ısrarla Error vermeye devam ediyor. Kendimin nabız ve tansiyonunu kontrol etmeyi bıraktım; Bulaşık Makinesi’nin nabzına baktım; lakin en ufak bir hayat belirtisi yok gibi. Numaramı yapıyor acaba dedim kendi kendime; ne de olsa evin en eski emektarlarından. Sanırım bu savaştan Bulaşık Makinesi galip çıkacak ve muhtemelen de malulen emekli olup bizi yeni Bulaşık Makinemiz ile tanıştıracak gibi geliyor; ne dersiniz!

Bu arada ruhumu dinlendirmek için kulaklığımı aldım ve müzik ruhun gıdasıdır sloganını hatırlatırcasına Nil Karaibrahimgil’ in karantina günlerini yaşayanların duygularını dile getiren bestesini dinlemeye koyuldum.

 

Nasıl oldu biz de anlamadık

Birden evlerimize kapandık

Dünyayı bir virüs mü ne sarmış

Öldürürmüş hiç şakası yokmuş

 

Özlüyorum arkadaşlarımı

Annemi babamı özlüyorum

Sokaktan geçen yabancılara

Omuzumla çarpmayı özlüyorum

 

Nereye kadar bu Karantina?

Sen biliyor musun Valentina?

Çiçekler açıyorlar dışarda

Baharın da hiç haberi yokmuş

 

Geçecek bu günler de geçecek

Her şey gibi anısı kalacak

Herkesin bir yanı güçlenecek

Herkesin bir yanı solacak

 

Yan yana durmayı özlüyorum

Size sarılmayı özlüyorum.

 

Bizdeki karantina günleri işte böyle. Ya sizde nasıl durumlar?

 

 

 

 

 

 

İlginizi çekebilir

İrade Gücü Moda Değil

İrade Gücü Moda Değil

Kavacık Mah. Fatih Sultan Mehmet Cad. Tonoğlu Plaza No: 3/4 - +90 532 387 73 79 - BEYKOZ - İSTANBUL

Tema Tasarım | AnatoliaWeb