Açıklamayı Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür gerçekleştirdi.
Cumhuriyet kadınları Derneği’nin çocukları ve gençleri uyuşturucu madde bağımlılığından kurtarmak için başlattığı çalışma içerisinde Türkiye’nin daha çok sömürülmesinin bu şekilde olacağına atıfta bulunulan açıklamada, “Küçücük çocuklarımıza cinsiyetlerini sorgulatıyor ve işe bedenlerine yabancılaştırmayla başlıyorlar. Yaşı gelen çocuklarımızı ise bağımlılık yapan maddelere övgüler düzen müziklerle, dizilerle, sosyal medya fenomenleriyle etki altına alıp uyarıcı ve uyuşturucu madde kullanmaya ve sonunda bağımlı olmaya teşvik ediyorlar.” ifadeleri kullanıldı.
Tedavisi mümkün olan madde kullanımının hafıza, muhakeme, dikkat ve düşünme gibi yeteneklerin yanı sıra suça meyli de arttırdığına dikkat çekildi.
Açıklamada, “Türkiye uyuşturucu kaçakçılığında çok önemli bir güzergah olan Balkan rotası üzerindedir. Ülkemiz hiçbir yasa dışı uyuşturucu maddenin ana üretim alanlarından biri olarak gösterilmemektedir. Buna rağmen, gerek Asya’dan bitkisel kökenli uyuşturucunun, gerekse Avrupa’dan sentetik olarak üretilen uyuşturucunun karşılıklı kaçakçılığında transit ülkeyiz ve yüzde 15 oranındaki genç nüfusumuzla hedef durumdayız. Türkiye’nin uyuşturucuyla mücadele alanında yaptığı kamu harcamaları 2019 yılında 2018’e göre %7,3; 2020 yılında ise 2019’a göre %28,2 oranında artmıştır.” denildi.
Türkiye’de 2020 yılında 159 bin 268 uyuşturucu temelli olayın yüzde 77.6’sının kullanım amaçlı, geri kalan kısmının da ticaret temelli olduğu bilgisi paylaşılarak, “Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nın, uyuşturucu suçlarından adli işlem gören 23 bin 526 kişinin cevaplarıyla hazırladığı 2021 Narkolog Projesi Analiz Raporu’na göre, uyuşturucu suçlarına karışanların büyük çoğunluğu erkektir. Uyuşturucu suçuna karışanların yüzde 87,2’si aile fertleriyle yaşamaktadır. Madde kullanmaya başlamada merak etkisi yüzde 38 ile ilk sırada gelmektedir. En fazla kullanılan uyuşturucu yüzde 45,7 ile yine esrardır.” ifadeleri kullanıldı.
Prof. Oygür, madde kullanımının önlenebilir bir halk sağlığı problemi olduğunu, sadece kullanan kişide değil, çevresinin de çeşitli başlıklar altında etki altında kaldığını, çok yönlü sorunlara neden olduğunu söyledi.
Oygür, devlet kurumlarının uyuşturucuyla mücadele çalışmalarını takdirle izlediklerini kaydederek, “Madde kullanımına en fazla merak ederek başlanıyor. O zaman bataklığın merak bileşenini kaldıracağız. Bu gençlerde merakı uyaran ne? Gençlerimizi hiçlik, köksüzlük duyguları içinde bocalamaya terk eden neoliberal etkilerin buradaki rolünü ele alacağız. Neoliberalizmin hedef aldığı “güçlü kadın, güçlü anne, güçlü aile” olgusunun en önemli silahımız olduğunu milletimizin dikkatine sunmak istiyoruz.” dedi.
Genel Başkan Prof. Dr. Oygür, sözlerini şöyle tamamladı:
“Madde Bağımlılığına Karşı Anneler Hareketi, madde kullanımına karşı koruma ve önleme amacıyla düzenlenmiş olup hedef kitlesi anneler ve ailelerdir. Uyuşturucu bataklığının kurutulacağı yer ailedir; aile içinde de çocukla,oluşumundan itibaren başlayan özel bağı nedeniyle, annedir. Çalışmanın isminde Anneler Hareketi ifadesi var, çünkü milletimiz harekete geçen annelerin asla pes etmeyeceğini bilmektedir. Bununla birlikte çalışmamızda elbette ki ailenin iki temel direği olan anne ile babayı beraber ele aldık.”
Ayrıca, projenin İçişleri Bakanlığı tarafından da desteklendiği kaydedildi.