YAKMA
Önümden hızla bir araba geçiyor. Arabanın içinden atılan içecek şişesi, benim biraz sonra ne kadar güzel diyeceğim ağaçların arasına dalıyor.
Aradan geçen günler, o şişeyi orada alevlendiriyor. Ve benim evim yanıyor.
Evet, ben bir sincabım. Bir gece gelsem ve sizin evinizi alevler içinde bıraksam ve hiçbir hazırlığınız olmasa, nereye kaçacağınızı bilemeseniz ne hissedersiniz?
Bilinçli olarak ya da insani hata ile ormana zarar verebilecek tek canlı varlık insan olduğu için sizi suçlamak zorundayım.
Keyif ve rehavetle eğlenip, sıra mangal kömürlerini söndürmeye geldiğinde, aynı zamanı harcamaktan çekinen yine sizsiniz.
Attığın izmaritin sönmüş olsa bile bana, ağaçlara ve ormandaki diğer canlılara verdiği zarar, senin ömrün boyunca vebalini ödeyemeyeceğin bir vicdan yarasıdır.
Sen çiftçi !! Artık geleneksel yöntemlerden vazgeç ve anız yakma. Anız yaktığın her sefer, ben ve arkadaşlarım sana lanet okuyoruz. Bilmiyor musun ki ? Orman ve ağaç senin de evin. Seraların, meyve bahçelerin de yanıyor. Ve uzun uzun yıllar boyu toprağından verim alamıyorsun.
Ah güzelim!! denizlerin ve ormanların yanına ev ve otel yapmak için bilinçli çıkarılan yangınlar, onlara söyleyecek söz bulmakta zorluk çekiyorum.
Peki bugün tarih 03.08.2030 u gösterse!!! Haberleri okuyoruz.
Son dakika…Muğla’nın Gökova beldesinde çıkan yangın, bugün öğlen saatlerinde tekrar alevlendi. Korkulan oldu. Artık yanacak bir ağaç bile kalmadı.
Ben bir sincaptım, küçücük. Yanmadan önce. Artık bir kül ve duman bulutuyum. Senin kabuslarında uçuşması gereken.