VERGİ DAİRELERİNCE YAPILAN TEBLİGATLARDA BİLMEMİZ GEREKEN ZARURİ DURUMLAR!..
Günümüzde vergi dairelerinden adımıza düzenlenmiş vergi ceza ihbarnameleri veya buna benzer tebliğ evrakı geldiğinde idareden gelen evrakı alıp almama konusunda tereddüt eder , almayıp tebliğden imtina ettiğimizde kurtulduğumuzu sanar ya da sorulan kişinin biz olmadığını söyler cezadan kurulmaya çalışırız. Burada anlatacağımız konu bir nebze de olsa bizi bu konuda aydınlatacaktır diye düşünüyorum .
213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 101. Maddesinde vergi ile muhatap olacak olan mükelleflerin bilinen adresleri tanımlanmış. Denmiş ki ;
1)Mükellef tarafından işe başlamada veya adres değişikliğinde bildirilen iş yerleri bilinen adrestir.
2) Memur tarafından tutulan yoklama fişinde veya ilgilinin imzası bulunmak şartıyla yetkili memurlar tarafından bir tutanakla tespit edilen iş yeri adresleri bilinen adrestir.
3) 25/4/2006 tarih ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa göre oluşturulan adres kayıt sisteminde yer alan yerleşim yeri adresi bilinen adrestir denilmektedir .
Burada özellik arz eden durum birinci fıkranın (1) ve (2) numaralı bentlerinde yazılı bulunan bilinen adreslere tebliğin çıkarılıp , idarenin ilk önce burada yazılı olan iş yerlerine tebliğ evrakını göndermesi gerekir. İş yeri adresine tebliğ çıkarılmadan doğrudan muhatabın adres kayıt sisteminde yer alan yerleşim yerine çıkarılan tebliğ usul hükümlerine aykırı olduğundan , aldığımız tebliğin usul yönünden hatalı tebliğ edilmesi nedeniyle yasal süresi içerisinde yetkili olan mahkemelere dava açmak suretiyle tebliğ işleminin iptalini , vergi ve cezanın iptalini sağlayabiliriz.
İş yeri adresinde tebliğ yapılacak olanların bu adreste bulunamaması , işin bırakılması veya işin bırakılmış sayılması durumunda tebliğ , gerçek kişilerde kendisinin , tüzel kişilerde ise bunları idare eden veya varsa temsilcilerden herhangi birinin adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yerine tebliğ yapılır .
Bu arada 7061 sayılı kanunun 17 inci maddesiyle değişen ve 01/01/2018 tarihinde yürürlüğe giren ve halen yürürlükte olan maddesiyle ;
Muhatap tebliğ evrakını almaktan imtina edip herhangi bir sebeple idareden gelen evrakı almak istemezse , tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceğini belirten bir pusula kapıya yapıştırılır .Memur durumu tebliğ alındısının üzerine şerh ve imza ederek , tebliğ olunacak evrakı muhataba vermeyip idareye teslim eder . Bu durumda tebliğ , PUSULANIN KAPIYA YAPIŞTIRLDIĞI TARİH olmuş olur .
Bu kanunun 101 inci maddesinin birinci fıkrasının bir ve iki numaralı bentlerinde sayılan iş yeri adreslerine tebliğe çıkılan hallerde , tebliğ yapılacak olanların bu adreste bulunmaması durumunda (Bulunmama durumu o adresten geçici olarak ayrılmayı da kapsar. Yani gündüz evde olmayıp dışarı çıktığımızda memur bizi evde bulamazsa bunu tebliğ evrakına adreste gelindiğinde bulunamamıştır diye şerh düşer , bu geçici ayrılma anlamına gelmektedir .) durum , memur tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek tebliğ evrakı gönderildiği idareye geri gönderilir.
Bu kanunun 101 inci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde sayılan adrese çıkılan hallerde yani muhatabın iş yeri adresinde bulunamadığı durumlarda , muhatap yerleşim yerinde de bulunamazsa (Bulunamama yine geçici ayrılmaları da kapsar) durum , memur tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek tebliğ evrakı gönderildiği idareye geri gönderilir . Bunun üzerine tebliği çıkaran idare münasip bir süre sonra yeniden tebliğe çıkarır . İkinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da yine aynı sebeplerle tebliğ edilemezse , tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceğini belirten bir pusula kapıya yapıştırılır . Bu durum memur tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek , tebliğ evrakı gönderildiği daireye iade olunur . Bu durumda tebliğ evrakının pusulanın yapıştırıldığı tarihten itibaren on beş gün içinde muhatabı tarafından alınması halinde alındığı günde , bu süre içerisinde alınamaması halinde ise on beşinci günde tebliğ yapılmış sayılır .
Görüldüğü üzere idareden gelen evrakın alınmaması , o kişiyi tanımıyorum diye memurun geri gönderilmesi durumunda da burada evrakla ilgili süre ve usul yönünden hak kaybına uğrayabileceğimizi ve yine tebliğden imtina edip evrakı almasak da tebliğ işleminin yasal çerçevede vücut bulacağını bilmemiz gerekmektedir .
Ümit Yazar
Gelir Uzmanı