İmar Barışı
31.12.2017 tarihinden önce yapılmış her yapı için geçerli olacak bir imar barışı gündemde. Neredeyse ülkenin tamamını ilgilendiren bir yasa olduğu kuşkusuz. Ne kadar imarsız, iskansız hatta tapusuz yapı varsa bu imar barışından yararlanıyor. Bireysel olarak e-devletten başvuru yapılması öngörülmüş ama durumu fırsata çevirmek isteyenler danışmanlık adı altında hizmet vermeye başladılar. Başvuru sırasında yanlış veya eksik beyanda bulunursanız hem hakkınızı kaybedecek hem de cezası var diyerek danışmanlık hizmetini zorunlu hissettiriyorlar. Yalan da değil ama işin özünü kaçırıyorlar. Halbuki bireysel başvuru yapılması zorundalığı yanlış yapılması oranını yükseltmek için zaten. Sonuçta hem arsanın hem de yapının alanı üzerinden yüzde üç harç yatırılacak harçlardan beklenti 24 milyar TL civarında ekonomiye katkı sağlayacak. Neden bunu arttırmak için bir sebep olmasın yanlış başvuru yaparsanız bir daha af çıkarıp yeniden harç yatırmanız karşılığında beyanınızı düzeltebilirsiniz. Fena mı ekonomiye katkınız çoğalır. 2B yasası ile yıllardır beklediği evinin arsa tapusunu alamamış, kimisi satmak zorunda kalmış, zar zor ödeyen vatandaş zaten geçim derdinde imar barışı harç parasını nereden bulacak.
Diğer yandan yıllarca emlak vergisini ödediğiniz arsanın üzerinden tekrar harç alınması da başka bir durum. Tamam yapıya kimlik belgesi vererek kredi teminatı kabul edilmesi ekonomiye ayrıca bir katkı sağlayacak ama arsa üzerinden de harç alınması biraz garip değil mi? Sonra bu yapıların depreme dayanıklılığı önemli bir konu değil mi? Afet yasası kapsamında depreme dayanıklı olmayan yapıların yeniden yapılması gündemde iken imar barışından faydalanan vatandaş ölsün mü? Demek istiyorum ki hiç değilse hazır imar barışı yapılıyorken deprem riski olan yapıların yenilenmesi gerekmez miydi? O zaman işin içine mimarlar, mühendisler girerdi onların çoğu oy vermiyor gelir de elde etmesin demek olmuyor mu? Bu acımasızca ayrıştırmacı düşünce aslında vatandaşın hayatlarını riske ediyor.
Özellikle bir kaç katlı yapıların bulunduğu mahallelerde zaten imar planları yapılıyor ve mevcut yapıların yenilenmesi yerine çok katlı çok büyük arsalara göre imar veriliyor. Bunun adına da kentsel dönüşüm diyoruz. O zaman muhtelif rant kavgalarını bir kenara bırakarak bir an önce imar planlarını bitirerek uygulamak gerekmez mi?
Rant kavgası derken müteahhit firmaların karşısında vatandaşın hakkını korumak için daha detaylı bir yönetmelik olsa hatta bu yönetmelikte vatandaşın hakkını yemeye çalışan müteahhite ağır ceza verilir yazsa fena mi olur. Hatta proje sözleşme vs. devlet eliyle yapılarak müteahhitlere ihale yoluyla verilse böylece vatandaş rahat etse olmaz mı? Yok o zaman ortaya çıkan ranttan paylar rahat paylaşılamaz diyorsanız başka ama mevcut şekli ile hep vatandaşın halkından alındığı ortada. Bütün bunlar hakkaniyetle yapılabilir ama kör olası açgözlü hak tanımaz insanlar.
Kıt kanaat yaşayan vatandaş imar barışından yararlanıp yapı kimlik belgesi aldıktan sonra yapılacak yeni imar planlarına göre kimlikli yapılarının yerine yeni yapılar yapılmasına karşı mı çıkacak. Yoksa deprem riski sebebi ile aslında daha fazla rant elde etmek için yapılacak projelerde yer mi alacak? Hep birlikte göreceğiz.
Ne demişler “Ahirette İman Dünyada Mekan”
30 Temmuz 2018
Gökhan Taneri Vural