Denizlerde büyük tehlike: Mikroplastikler
Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) Başkanı Prof.Dr. Bayram Öztürk, Türkiye’nin dünyadaki kötü plastik atık yönetiminden sorumlu 20 ülkeden biri olduğunu, bunun mutlaka azaltılması gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Öztürk, TÜDAV´ın yaptığı dahil tüm araştırmaların mikroplastiğin denizleri, gölleri, nehirleri toprağı ve havayı kirlettiğini ortaya çıkardığını dünyada milyarlarca insanın susuzluğunu giderdiği şebeke suyunda da mikroplastik parçacıklarının bulunduğu kanıtlandığını söyledi.
Öztürk TÜDAV´ın 20’nci kuruluş yıldönümü nedeniyle kısa süre önce açıkladıkları raporda mikroplastik tehlikesine özellikle dikkat çekerek vahim bir gerçeğin altını çizdiklerini ifade etti.
TÜDAV Başkanı, Türkiye’nin dünyada en kötü plastik atık yönetimine sahip olduğu için kötü plastik atık yönetiminin yüzde 83´ünden sorumlu 20 ülke arasında de yer aldığını vurgularken şöyle dedi:
“Mikroplastikler; büyük plastik parçaların sürtünme sonucu ufalanması, güneş ile parçalanması ve bakteriler tarafından yenmesiyle ortaya çıkan 5 milimetreden küçük parçacıklara verilen addır. Plastiklerin deniz suyunda çözünmesi yıllar alıyor. Çözünen zehirli kimyasallar besin zinciri yoluyla tekrar insana geçiyor. Üstelik bu plastik kökenli maddeleri yunuslar, balinalar ve deniz kuşları besin zannederek ağızlarına aldıkları için boğularak ölebiliyorlar. Denizlerimizde her yıl yüzde 20 oranında artan plastiklerin azaltılması için öncelikle plastik atıkların yerinde ayrılmaları için çaba harcamak gerekiyor. Bunun yanı sıra denizlerimize atılan plastiklerin miktarını azaltmak şarttır.”
Öztürk, 2 Kasım 1973 tarihinde Uluslararası Denizcilik Örgütü´nde (IMO) kabul edilen MARPOL 73/78 Sözleşmesi´nin daha sıkı uygulanması için yetkilileri göreve davet ettiklerini ifade ederken, tüketicilere de şöyle seslendi:
“Kişisel olarak yapacaklarımız da var. Günlük hayatımızda plastik kullanımını ve tüketimini azaltalım. Cam veya dönüşebilir malzeme kullanmaya gayret edelim. Karar bizimdir: ya gelecek kuşaklara temiz ve sağlıklı bir deniz ekosistemi bırakacağız veya plastik çöpler, poşetler ve naylonlar içinde yüzeceğiz.”