2B Sorunları devam ediyor.
2B bedelini ödemeye başlayanlar başta olmak üzere imar planı olmayan arazilerin haraç mezat el değiştirmesidir. Gayrimenkul değerlemesi içindeki kaçak yapıdan çok yapılabilecek resmi yapı izni ile belirlenir. Daha sonra belirli cazibe merkezlerine yakınlık ve konum özellikleri ele alınır. Şehir merkezine, ana yollara, toplu ulaşım araçlarına vs. yakınlık önemli olduğu gibi, ormana, denize, turizm alanlarına yakınlık ve manzarası bir gayrimenkule değer kazandırır. Özellikle 3. Köprünün güzergâhındaki arazi satışları ve artan değerler bu bölgelerdeki yapılaşmanın nasıl olacağı konusunda sinyaller veriyor. Önceki köprülerin güzergâhındaki yapılaşmalara bakmanız yeterli olacaktır. Görünen köy kılavuz istemez. Çok değil 3-5 sene sonra manzara diğerleri ile benzer olacaktır. Bir farkla diğer köprülerin yapımından sonra arazilerin çoğu ihtiyaç sahiplerine barınma amacıyla satılıp yapılaşmışken, bu köprünün güzergâhındaki araziler gelir seviyesi yüksek kişilerin şehir içindekinden daha lüks yaşaması amacıyla satılıp yapılaşacağı açıkça görülmektedir. Yaşarsak hep beraber göreceğiz.
“Her Canlı Ölümü Tadacaktır”
1999 yılında yaşadığımız deprem felaketinden sonra İstanbul Büyük Şehir Belediyemiz açıkladığı zemin etüt raporları İstanbul’un kuzeyinin zeminin güneyine nazaran daha iyi olduğunu göstermekte idi. Bu sebeple gözler İstanbul’un kuzeyine çevrildi ve büyük çoğunluğu imar planı olmayan arazilerin değerleri artmaya başladı. Üstüne üstlük 3.Köprü, 3. Havalimanı derken ulaşım anlamında da çok hızlı gelişmekte olan İstanbul’un Kuzeyindeki yatırım cazibesi hızla yükselmektedir. Ben bu durumu sigara içmeye benzetiyorum, sigara keyif verir gibi görünse de öncelikle akciğerlerinizi ve sonrasında tüm organlarınızın çalışmasını sağlayan damarlarınızı sertleştirdiğini biliyoruz. Sigara paketlerinin üzerinde yazmakla kalmıyor, resimlerle de gösterilmesine rağmen maalesef içmekten vazgeçemeyen çok insan var. Bu yatırım cazibesi de böyle bir şey olsa gerek. Kazandıkça hep daha fazlasını isteyen sonu gelmez bir çılgınlık fakat eninde sonunda sonu gelir. Çünkü “Her Canlı Ölümü Tadacaktır.” (Bu konuyu gelecek yazımda biraz daha derinleştireceğim.)
Eski Köyler 2019’a kadar emlak vergisinden muaf
Büyükşehir yasası çıktığında yani köyler mahalleye döndüğünde beş yıl boyunca emlak vergisi alınmaz denmesine rağmen belediyemiz almaya devam ediyordu. Beykoz ile arasında sadece İstanbul boğazı olan komşu ile Sarıyer Belediyesi bu bedelleri almıyordu. Bu konuda CHP Belediye Meclis Üyelerinin ve CHP Milletvekili Sayın Onursal Adıgüzel’in çabalarını takdir etmek gerekir. Neyse ki yapılan uyarılar dikkate alındı ve uygulama yasaya göre yapılmaya başlandı. Özetle daha önceden köy olan mahallelerimizde yaşayanlar yasanın yürürlüğe girdiği günden itibaren başlamak üzere emlak vergisinden muaf tutuluyorlar. Ödemiş olanların ki geri ödeniyor. Güzel bir durum gibi görünüyor fakat bu uygulama 2019 yılına kadar süreceğinden, köylü olmayıp lüks konutlarda yaşayanları hatta yaşayacakları da kapsıyor. İmar planları köyler için 2019’a kadar çıkmasa da özel imar ile yapılan veya yapılacak birçok lüks konutlar da bu muafiyetten yararlanacaklar. O kadar olsun.
Meraklısına Tavsiye
Beykoz da Belediye Başkan Yardımcılığı yapmış Sayın Erdal Köktürk ve ağabeyi Türkiye Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Sayın Prof. Dr. Erol Köktürk’ün birlikte yazdıkları “Taşınmaz Değerlemesi – Taşınmaz Hukuku ve İmar Hukuku Değerleme Yöntemleri” adlı kitabını tavsiye ederim. 2011 yılında Seçkin Yayıncılık tarafından yayınlanan bu kitap 2015 yılında geliştirilerek ve güncellenerek dağıtıma yeniden sunuldu.
09 Mart 2016
Gökhan Taneri VURAL
info@gokhanvural.com
www.gokhanvural.com