2B YASASINDA FETÖ İZLERİ:
ARAZİLERİMİZ YABANCILARA PEŞKEŞ Mİ ÇEKİLDİ?
6292 sayılı 2B kanunu 2012 yılında yürürlüğe girdi. Anayasamızın 170. Maddesinde belirtildiği gibi orman köylüleri için bedelsiz verilmesi gerekirken görünmeyen bir el astronomik bedellerle satılmasını kanuna ekledi. Yaklaşık 10 Milyon vatandaşı etkileyen bu yasa mahallede yaşayanlar ile köylerde yaşayanları aynı kefeye koydu. Yaklaşık yüzde yetmişi orman köylüsü olan hak sahipleri ömürleri boyunca çalışsalar bile ödeyemeyecekleri bedeller talep edildi. Üstelik orman köylüleri bu ülkede gelir seviyesi en düşük vatandaş olmasına rağmen emlak vergi değerinin 10 hatta bazı yerlerde 20 katına varan rayiç bedeller belirlendi.
Orman vasfını yitirmiş alanlarda tarım ya da hayvancılık yaparak bu bedelleri ödemek imkânsızın da ötesindedir. Ancak birkaç yıl içerisinde imar uygulaması yapılacağı düşünülerek hatta büyük parsellerde özel olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vasıtası ile imar alınabileceği düşünüldüğünde özellikle İstanbul’daki arazilerin değerleri uçtu gitti. Köylü çaresiz, belirlenen bedellerle arazisini almasa hakkını kaybetme tehdidi altında, hem de süre ile baskı altında, bazıları bir kısmını, çoğu tamamını satmaya zorlanmıştır. Hatta büyük bir kısmı da sattı. Bu insanlar evinden, barkından komşularından, çocuklarının arkadaşlarından ayrılmak zorunda kalarak başka diyarlara göç etmek zorunda bırakılmıştır. Sadece orman köylüleri değil tabi özellikle boğaz manzarası olan mahallelerde de durum benzer şekildedir.
Bir de arazisinin bedelini hiç ödeyemeyen, taksitlerini ödeyemediği için hakkını kaybeden ve başvuru süresini kaçıralar için üç sene sonra af çıkardığı için hizmet ettiğini zanneden siyasilerimiz var. Bu af ancak hak sahiplerinin usulünce sürülmesine, onlarca yıllık emeklerinin küçük bir kısmını almasını sağlayacaktır. Ödeyemeyene af çıkarsan ne olacak, yine ödeyemez, mecbur satacak.
Aslında 2012 yılında çıkan 6292 sayılı 2B kanundan hemen sonra 6293 sayılı yasayı okuduğunuzda esas konunu ne olduğu açıkça ortaya çıkıyor. Yabancıların memleketimizde arazi alımlarındaki kısıtlamayı hatta karşılıklı mütekabiliyeti* kaldıran bir yasa olduğunu görünce siz de anlayabilirsiniz. Sevr Anlaşması ile topraklarımıza göz koyan milletler, bu vatan uğruna verilmiş şehitleri hiçe sayarak vatandaşımızın elinden ucuz bedellerle arazilerimizi alabilecekleri bir yasaya dönüşmüştür. Yaşanan süre içerisinde yapılan satışların büyük bir bölümü bunu doğrulamaktadır.
15 Temmuz 2016’dan sonra anlaşılıyor ki hain eller siyasi olarak ele geçirme planlarının bir kısmı da topraklarımızı yok pahasına ele geçirmekmiş. 6292 ve 6293 sayılı yasaların yürürlüğe girdiği Mayıs 2012 tarihinden sonra yukarıda anlattığım şekilde satmak zorunda bırakılarak el değiştiren arazileri tespit edilmeli, bu tür satışları durdurmalı hatta 6292 sayılı yasa ile yapılan satışlar tümden durdurulmalıdır. Zaten imarı olmayan arazilerin satışı bile başlı başına hak mahrumiyeti doğurmaktadır. İmar planları yapıldıktan sonra varsın hak sahiplerinden bugün istenilen bedelin daha fazlası istensin. Hatta yapılan imar planlarına devlet payı eklensin ama bu milleti hele hele köylüsünü aptal yerine konmasın. Uğruna şehit olmuş ecdadımızın ahde vefasına saygı gereği, onları şehit eden milletlere vatan toprağı haraç mezat satılmasın.
15 Ağustos 2016
Gökhan Taneri VURAL
*Mütekabiliyet: Karşılıklı arazi alım serbestisi veya eşit alanlarda arazi satın alabilme şartı da denilebilir.