18 OKTYABR MÜSTAQİLLİK GÜNÜNÜZ MÜBARAK, QARDAŞ Azerbaycan
An itibariyle işgal altında bulunan dağlık Karabağ’ı Ermeni işgalinden kurtarmak için hem Ermenilere hem de Ermenistan devletine siyasal ve askerî destek veren ülkelere karşı büyük bir askerî harekât başlatan Azeri kardeşlerimizin 18 Ekim Ulusal Bağımsızlık gününü kutlamak günün anlamına uygun düşer diye bu yazıyı yazmak istedim.
Türkiye Cumhuriyeti kuruldu kurulalı her daim yanımızda bulunan gerçek Türk dostu Azeri kardeşlerimizin toprak bütünlüğü içinde yer alan Dağlık Karabağ bölgesinin Ermeni birliklerince işgal edildiği ve 1992 yılında yüzyılın gördüğü en büyük soykırımlardan biri olan Hocalı katliamında 83’ü çocuk, 106’sı kadın olmak üzere 613 sivil Azeri vatandaşı Ermeni işgal güçlerince tecavüz edilerek, gözleri oyularak, hamile kadınların karınları deşilerek, yakılarak, kafaları kesilerek ve kimi cesetler üzerinde yapılan otopside canlı canlı derileri yüzülerek katledilmiş olduğu daha dün gibi hatırımızda iken Ermeniler içlerindeki o katil ruhu tekrar gün yüzüne çıkardı maalesef.
Katliamdan ve işgalden sonra geçen 27 yılın ardından 27 Eylül’de Ermeni birliklerine ait taciz ateşlerin abartılıp, top ve havan ateşi ile sivil yerleşim birimlerine rastgele ateş edilmesi ile Paşinyan hükümeti resmen çılgın bir sürecin fitilini ateşlemiş oldu. Yalnız savaş muharebe meydanında kazanılır lafını, askerleri savaş meydanından kaçınca unutan Ermenistan kazanamayacağı savaşı masa başında kazanma taktikleri üretmeye başladı bile. Avrupa’nın iki yüzlü devletleri olan başta Fransa Ermenistan’a açık destek vermekte, AGİT üyesi olduğu için sınırlarını korumada açık destek vereceğini beyan eden Rusya’da savaşta tarafını belli etmiş durumda. Burada asıl dikkat çeken konu Ermenistan’ın halihazırda var olan askeri güçlerinin nerdeyse tamamına yakını Azerbaycan tarafından yok edilmiş olmasına rağmen, Ermenistan’da olmayan silah ve mühimmatın devreye girmesi, ölenler arasında Ermeni haricinde vatandaşlar olmuş olması, Ortadoğu’dan para ile savaşması için terörist getirilmesi, uygar Avrupa’nın da kafasını kuma gömmesi çok manidar.
Gel gelelim bir savaşta insani amaçlarla her iki ülke devleti arasında uygulanan geçici ateşkes antlaşmasının üzerinden 24 saat bile geçmeden ateşkesi ihlal ederek, Azerbaycan’ ın en büyük ikinci vilayetine yapılan canice saldırı ile kimi yerde cenazelerini gömmek için mezarlıkta bulunan acılı aileler, kimi yerde de ana kucağında süt emen yeni doğmuş bebeler hedef alınmıştır. Ermenistan maalesef savaşmayı bile bilmiyor, beceremiyor veya işine gelmiyor.
Bu arada “Barış, barış, barış!” derken; bir ülke durduk yerde sırtını başka ülkelere de dayayarak başka bir vatan toprağını işgal edip, savunmasız sivil vatandaşları katletmesine de kimse seyirci kalmaz kusura bakmasın. Bu arada ülkeleri savaşa girdiği için ülkelerinden başka ülkelere kaçmayıp, vatanı için çarpışmak için otogarları dolduran Azeri vatandaşları da başkalarına belki örnek olur.
Neyse konuyu dağıtmayalım! Öyle ki kullanılması savaş suçu sayılan misket bombası bile biyolojik silah sayılan ve düştüğü yerde solunması halinde insanı içten dışa doğru yakan fosfor gazını bile kullanmaktan çekinmeyen Ermenistan’a hiçbir dünya ülkesi dur demezken, kınamazken, bazı Müslüman Arap ülkelerinin kafasını kuma gömmeyi geçtim, Ermenistan tarafında yer alması Türk’ün Türk’ten başka dostu olmadığını da gösteriyor.
Kapitalist ABD ile komünist Rusya’nın bile bu şer güçleri arasında tek vücut olması bile çok nadir görülen bir olaydır. ABD ve Rusya aynı safta; kime karşı: Azerbaycan’a karşı. Kimin dost, kimin düşman olduğunun bilinmesi açısından aslında bu işin bir faydası bile olmuş. Rusya ile Amerika müttefik olmuş. Dünyanın sonu gelmiş. Herkese hayırlı hafta sonları diliyorum ve kardeş Azerbaycanlı kardeşlerimizin bayramını en içten dileklerimle kutluyorum.